Alacağın Şirketten Tahsil Edilememesi - Şirket Ortağının Sorumluluğu

 

Günümüzde İş Hukuku’na ilişkin en temel problemlerden biri; işçinin çalıştığı şirkete karşı açtığı davayı kazanmasına rağmen alacaklarını tahsil edememesidir. İşçi çalışmış olduğu şirketten kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı gibi alacaklara mahkeme kararı ile hak kazanmış olabilir. Fakat bu alacakları birtakım nedenlerle tahsil edemez ve hak kaybına uğrar. Çoğu kez şirketin içinin boşaltılması, şirket ortaklarının başka şirket kurması, şirket ortaklarının malvarlıkları kendi şahsi hesaplarına aktarması gibi nedenlerle işçinin elinde bir değer ifade etmeyen mahkeme kararı kalmaktadır. Bu gibi durumlarda işçinin imdadına yetişen bir dava türü bulunmaktadır: Tüzel kişilik perdesinin aralanması davası.
 

Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Davası

Tüzel Kişilik Perdesi Nedir?

Kural olarak şirketin borçlarından, şirket ortakları ya da şirket yöneticileri sorumlu değildir. Veya ortaklarının ortak olduğu başkaca şirketler sorumlu değildir. İşçi hangi şirket bünyesinden ve SGK kayıtlarına göre hangi şirket nezdinde faaliyet yürütüyorsa sadece o şirketin tüzel kişiliğine karşı dava açabilir. Şirketin ortakların ya da yöneticilerine karşı dava açamaz.
Perdenin Aralanması Davasına Konu Olaylar
Kanun’da düzenlemesi bulunmayan bu dava Yargıtay kararları ile şekil kazanan ve ortaya çıkan bir dava türüdür. İşçinin alacaklarına kavuşmasını engellemek amacıyla işverenler tarafından yapılan birtakım hileli işlemlerin önüne geçmek amacıyla bu davaların açılması mümkün hale gelmiştir. Aşağıdaki hallerde tüzel kişilik perdesinin aralanması davasından söz edilebilir:
-Gerçek işveren ile SGK kayıtlarındaki işverenin farklı kişiler olması
-Gerçek işveren bir kişi iken, SGK kayıtlarında işverenin şirket olması
-Gerçek işveren bir şirket iken, SGK kayıtların farklı bir şirketin işveren olması
-İşveren şirketin maddi durumu nedeniyle boşaltılarak farklı bir şirket kurulması
-İşveren şirketin ortaklarının şirketin malvarlıklarını devralmaları
 
Sayılan örnekler çoğaltılabilir. Yapılabilecek hileli işlemlerin sınırı yoktur. Yargıtay tüm bu işlemler karşısında işçinin korunması amacıyla “tüzel kişilik perdesinin aralanması davası” ile bu işlemleri iptal etmekte veya işveren konumunda olmayan ama ilgisi bulunan muhatapları da dava sonucu ile bağlı saymaktadır.
 

Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması ile İlgili Yargıtay Kararları

Tüzel Kişilik Perdesinin Kötüye Kullanılması

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 01.06.2020 tarihli ve 2020/1076 E. , 2020/4530 K. Sayılı kararı:
“Tüzel kişilik hakkının kötüye kullanılması, kanuna karşı hile, işçiye zarar verme(haklarının alınmasını engelleme-iş güvencesi hükümlerinden yararlandırmama), tarafta muvazaa (hizmeti kendisine verdiği halde başka bir kişiyi kayıtta işveren olarak gösterme) ve namı müstear yaklaşımı nedeni ile dolaylı temsil söz konusudur. Bu durumların söz konusu olduğu hallerde tüzel kişilik perdesinin aralanması sureti ile gerçek işveren veya organik bağ içinde olan tüm işverenler sorumlu tutulmaktadır. Organik bağ ise şirketlerin adresleri, faaliyet alanları, ortakları ve temsilcilerinin aynı olmasından, aralarındaki hukuki ilişkilerin tespitinden anlaşılır.”
 

İşçi, İşverenin Görünmez Ortaklarına-Gerçek İşverenlere Karşı Dava Açabilir

Somut olarak dava konusu şöyledir: İşçinin SGK kayıtlarındaki işvereni gerçek kişi / şahıs olarak görünmektedir. İşçinin bu kişiye karşı açılan davanın sonucunda başlattığı icra takibi sonuçsuz kalmıştır. Bunun üzerine gerçek işvereninin aslında bu kişinin eşi olduğunu bu kişinin de borçtan sorumlu iddia etmiştir.
 
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 01.06.2020 tarihli ve 2018/4496 E.  ,  2020/2972 K. Sayılı kararı:
“Kayden işveren olan kişi ile bu kişinin eşi olan ve gerçek işveren olduğu iddia edilen kişi arasında (işletme gelirlerinden kaynaklanan) para alışverişi bulunup bulunmadığı, aktarım var ise tarihlerinin ne olduğu, işletmenin geçmiş yıllardaki ortaklarının kimlik bilgileri, boşanma tarihi, işçinin alacaklarının muacceliyet tarihleri ve bu kişinin işletmenin gizli ortağı ya da yöneticisi durumunda olup olmadığı konularında ayrıntılı, denetime elverişli uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre, (gizli ortak eşin borçtan sorumlu olduğuna) karar verilmeli”
 

İşçi, Alacak Davasını Doğrudan Bağı Olan Şirketlere Karşı Açabilir

Somut olarak dava konusu şöyledir: İşçi, hem SGK’da kayıtlı olduğu şirkete karşı, hem de bu şirketin ortakları tarafından kurulan ve aynı alanda, aynı yerde faaliyet gösteren bağlı diğer iki şirkete karşı dava açmıştır.
 
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 09.03.2020 tarihli ve 2016/14904 E. Ve 2020/3885 K. Sayılı kararı:
“Somut uyuşmazlıkta, dosya içeriği ve Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacının bütünlük teşkil eden çalışmasını, çalıştığı yer, yaptığı iş ve pozisyonunda herhangi bir değişiklik olmadan davalı işverenler nezdinde sürdürdüğü, şirketler arasında organik bağ bulunduğu, bu nedenle talep konusu işçilik alacaklarından davalı şirketlerin müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmaktadır.”
 
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 04.12.2019 tarihli, 2016/10182 E. Ve 2019/21611 K. Sayılı kararı:
“dava dışı ...Tekstil Ltd. Şti. ile davalı ... Tekstil Turizm İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin adreslerinin aynı olduğu, ortaklarının ... olduğu, yetkililerinin ... olduğu, diğer davalı ... Tekstil Boya San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortak ve yetkilisinin ... olduğu, davacının bütünlük teşkil eden çalışmasını çalıştığı yer, yaptığı iş ve pozisyonunda herhangi bir değişiklik olmadan sürdürdüğü ve neticede şirketler arasında organik bağ bulunduğu, bu nedenle talep edilen işçilik alacaklarından her iki şirketin de müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmaktadır.”
 

İşyeri Devirlerinde Organik Bağlı Her İki Şirket Tamamen Sorumludur

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 02.12.2019 tarihli, 2016/10785 E. Ve 2019/21385 K. Sayılı kararı:
“Somut uyuşmazlıkta; dosya içeriği, tanık anlatımları ve ticaret sicil kayıtları dikkate alındığında, davacının 31.12.2009 tarihinde ... Tekstil Şirketinden SGK çıkışının verilip 01.01.2010 tarihinde diğer davalı şirkete SGK girişinin yapıldığı, davalı şirketlerin aynı adreste faaliyet gösterdiği, aynı alanda faaliyet gösteren bu şirketlerin yetkilisi ve müdürünün aynı olduğu, davacının bütünlük teşkil eden çalışmasını çalıştığı yer, yaptığı iş ve pozisyonunda herhangi bir değişiklik olmadan sürdürdüğü ve neticede şirketler arasında organik bağ bulunduğu, bu nedenle talep edilen işçilik alacaklarından her iki şirketin de müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmaktadır.”
 

İşçi Şirket Ortaklarına Karşı Dava Açabilir

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 20.09.2018 tarihli, 2015/24137 E. Ve 2018/16011 K. Sayılı kararı:
“Somut olayda, dosya kapsamında yer alan ticaret sicil kayıtlarına göre takip borçlusu ... davacı şirkette 599 hisseye, diğer ortak ... ise 1 hisseye sahiptir. Hakim ortak olan borçlu, tüzel kişiliğin perdesine sığınarak alacaklılarına karşı borçlarını ödemekten kaçınmıştır. Buna göre, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması sureti ile tüzel kişi ile üyeleri arasındaki mutlak olan şahıs ve mal ayrılığı ilkesi uygulanmayarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.”
 
Daha fazla bilgi almak için info@kutelhukuk.com üzerinden mail yolu ile, whatsapp hattından veya telefon numarası üzerinden iletişime geçebilirsiniz.
Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.