Erişimin Engellenmesi Talebinin Reddi Kararına Karşı Bireysel Başvuruda Bulunulamaz

1- Erişimin Engellenmesi Talebinin Reddi Kararı ve İtirazın Reddi

Kişilik haklarının ihlal edildiğinden yahut özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğinden bahisle Sulh Ceza Hakimliğine başvuruda bulunan kişilerin bu talepleri, “ilk bakışta ihlal doktrini” kapsamında reddedilebilir. Hakim, başvurucunun haklarının “açıkça” ihlal edilmediğini, erişim engeli veya yayından kaldırma tedbirinin uygulanması için var olması gereken “ihlal” ortamının ve “gecikmesizin süratle ihlalin giderilmesi gerekliliğinin” bulunmadığını değerlendirebilir. Bunun üzerine başvurucunun itiraz kararı da şekli bir inceleme ile bir üst numaralı mahkeme tarafından reddedilebilir. Bunun üzerine başvurucu tarafından genel mahkemelerde tedbir talepli dava açılması imkanı mevcut iken doğrudan bireysel başvuru yolu ile Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılması mümkün görülmemektedir.

2- Anayasa Mahkemesi Kararı: Başvuru Yollarının Tüketilmemesi

Anayasa Mahkemesi'nin 30.09.2020 tarihli, 2017/15421 Başvuru Numaralı Dosyasının Özeti: Bireysel başvuruda bulunabilmenin şartlarından biri de başvuru yollarının tüketilmiş olmasıdır. Buna göre erişimin engellenmesi talebinde bulunan kişinin Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedilmesi ve yapılan itirazın da sonuç vermemesi halinde bireysel başvuru yoluna gidilebilmesi için var olması gereken başvuru yollarının tüketildiğinden söz edilemez. Zira başvurucu her zaman genel mahkemelerde dava açarak erişimin engellenmesi veya yayından kaldırma talebini ileri sürebilir ve buna ilişkin bir karar aldırabilir. Sulh Ceza Hakimliği yolu sadece bu yollardan biridir. 

KARARIN İLGİLİ BÖLÜM:

  1. Bununla birlikte Mahkeme; internet ortamının sağladığı ulaşılabilirlik, yaygınlık, haber ve fikirlerin depolanması ve muhafazasındaki kolaylık dikkate alındığında yayın içeriğinin internet ortamında uzun süre erişilebilir olması hâlinde başvurucu bakımından toplumda sürekli olarak bir ön yargının ve özel hayatına müdahalenin oluşması ihtimalini de gözardı etmemiştir. Anayasa Mahkemesi bu tür durumlarda çelişmeli dava yollarının daha yüksek başarı şansı sunabilecek, kullanılabilir ve etkili başvuru yolları olduğu sonucuna varmıştır (C. K., §§ 34-37).
  2. Somut olayda başvurucunun şikâyetine konu olan yayınlar internet haber arşivlerinde yer alan bazı haberlerdir. 2013 yılına ait haberler başvurucunun bir caminin inşası için yaptığı bağış hakkındadır. Haberlerde başvurucunun fotoğrafına, yaptığı bağışın miktarına, ekonomik durumuna ve güncel ikametgâhına ilişkin bilgilere yer verilmiştir.
  3. Başvurucu 2017 yılında, 2013'te yapılan bu haberlere erişimin engellenmesi talebinde bulunmuştur. Başvurucunun kişisel verilerin işlenme amacının dışında kullanıldığına yönelik bir şikâyeti de bulunmamaktadır. Dolayısıyla başvurucu, yayın içeriğinin internet ortamında uzun süre erişilebilir olması nedeniyle şeref ve itibarına yapılan müdahalenin 5651 sayılı Kanun'un 9. maddesi gereği çelişmeli bir yargılama yapılmadan, gecikmeksizin ve süratle bertaraf edilmesi ihtiyacını ortaya koyabilmiş değildir.
  4. Başvurucunun ortaya çıktığını iddia ettiği zararın giderimi için uyuşmazlığın esasına dair ve somut başvuru açısından koşullara göre sulh ceza hâkimliklerinin görevinde bulunan içeriğin yayından çıkarılması dışındaki daha etkili diğer koruma yollarına başvurmadığı anlaşıldığından Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için tüm başvuru yollarının tüketilmesi koşulunun yerine getirildiği söylenemez.
  5. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesinedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

Sonuç Olarak

Erişimin engellenmesi talebinin reddi halinde karara itiraz edilebilir. İtiraz mercii tarafından itirazın reddedilmesi halinde bu karar kesinleşmiş olacaktır. Kesinleşmenin ardından bireysel başvuru yoluna gidilebileceği izlenimi oluşmakta ise de güncel Anayasa Mahkemesi görüşleri dikkate alındığında, bireysel başvuruların reddedileceği görülmektedir. Zira Anayasa Mahkemesi, genel mahkemeler yolu ile aynı taleplerin ileri sürülebileceği ve bu yöntemin etkili bir yol olarak kullanılabileceği görüşündedir. Aynı zamanda karara göre, başvurucu; ihlalin süratle ve gecikmeksizin giderilmesi gerekliliğini ortaya koyabilirse, bireysel başvuru yolunun kullanılabilmesi mümkün olabilir. Bu görüşe katılmadığımızı, internet ortamının niteliği, hızı ve diğer unsurları ile genel mahkemelerin hantallığı ve uzun yargılama süreleri birlikte değerlendirildiğinde genel mahkemelerin Sulh Ceza Hakimliğinin hızına karşı alternatif / ikame bir yargı yolu olarak görülmesi doğru değildir. Tersinden bakıldığında, erişimin engellenmesi kararı verilmesi halinde itirazı reddedilen içerik sağlayıcı bireysel başvuru yoluna başvurabiliyorken –zira Sulh Ceza Hakimliği kararının kaldırılması gibi alternatif bir yol yoktur- talebi reddedilen kişi neden hantal alternatiflere yönlendirilmelidir?

Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 26.03.2021

Kadir Uyanık

Av. Kadir Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Ticaret Hukuku alanında yüksek lisans eğitimi görmektedir. Çalışmalarını Ticaret Hukuku ve Şirketler Hukuku alanında yoğunlaştırmıştır.