İşletmelerde İnternetten Müzik Çalmak, Telif Hakkı ve Tazminat Sorumluluğu

1- İşletmelerin Telif Hakkı İhlali

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 25. Maddesi uyarınca müzik eserinin halka iletimi, televizyon veya internet yoluyla dağıtımı hakları münhasıran eser sahibine aittir. Bunun yanında lisans sözleşmesi ve benzeri yollarla bağlantılı hak sahibi olarak adlandırılan icracı sanatçıların veya fonogram yapımcılarının da halka iletim hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle eser sahibinin ya da yapımcı, meslek birliği gibi diğer hak sahiplerinin izni alınmadan (sözleşme yapılmadan) söz konusu müzik eserinin otel, bar, gece kulübü gibi “umuma açık yerlerde” kullanımı hukuki sorumluluk (tazminat) doğuracağı gibi cezai sorumluluk da doğurur. Bu çalışmada telif hakkı koruması altında bulunan bir müzik eserinin (şarkının) gerekli izinler alınmadan kullanımı halinde doğacak tazminat sorumluluğuna ilişkin açıklayıcı ve kapsamlı bir Yargıtay kararı incelenecektir.

 

2- Telif Hakkı İhlali Nedeniyle Tazminat Sorumluluğunun Kapsamı ve Miktarı

Otel, Bar, Gece Kulübü, Beach Club Gibi Ortamlarda İnternetten veya Başka Araçlarla Müzik Çalmanın Hukuki Sorumluluğu Hakkında

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.06.2020 tarihli, 2017/71 E.  ,  2020/483 K.

14. Eser sahibinin mali hakları sınırlı sayı ile belirlenmiştir. Mali haklar eserden, ekonomik olarak yararlanma ve bunun şeklini tayin etme olanağını münhasıran eserin sahibine tanır ve ona eserden üçüncü kişilerin bu tarzda yararlanmalarına engel olma yetkilerini verir. Bu kapsamda eser sahibinin mali hakları, işleme hakkı (m. 21); çoğaltma hakkı (m. 22), yayma hakkı (m. 23), temsil hakkı (m. 24), işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı (m. 25), pay ve takip hakkından (m. 45) ibarettir.

15. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle FSEK’in 25. maddesinde düzenlenen “umuma iletim hakkı” konusunda kısa bir açıklama yapılmalıdır.

16. FSEK’in 25. maddesine göre; bir eserin aslının veya çoğaltılmış nüshalarının, radyo-televizyon, uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dâhil olmak üzere işaret ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlanması ve yayınlanan eserlerin kuruluşların yayınından alınarak başka yayın kuruluşları tarafından yeniden yayınlanması suretiyle umuma iletilmesi, eserinin aslı ya da çoğaltılmış nüshalarının telli veya telsiz araçlarla satışı veya diğer biçimlerde umuma dağıtılması veya sunulması ve gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda esere erişimi sağlamak suretiyle umuma iletimine izin vermek veya yasaklamak hakkı münhasıran eser sahibine aittir.

17. Bununla birlikte umuma iletim hakkı FSEK tarafından eser sahipleri dışında FSEK’in 80/1 maddesi gereğince bağlantılı hak sahipleri olarak tanımlanan ve bir eseri sahibinin izniyle özgün bir biçimde yorumlayan icracı sanatçılara (m. 80/1, 1, A, 2), bir icra ürünü olan veya sair sesleri ilk defa tespit eden fonogram yapımcılarına (m. 80/1, 1, B), gerçekleştirdikleri yayınları üzerinde radyo-televizyon kuruluşlarına (m. 80/1, 1, C), filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren film yapımcılarına da (m. 80/1, 2) tanınmıştır.

18. Bu noktada belirtmek gerekir ki; eser, icra, fonogram, yapım ve yayınlarını kullanacak veya iletimini yapacak, girişi ücretli veya ücretsiz umuma açık mal sahipleri, kullanımdan veya iletimden evvel hak sahipleri ile FSEK’in 52. maddesine uygun bir sözleşme yapmak zorundadır. Hak sahiplerinin meslek birliğine üye olmaları hâlinde, umuma açık mahalleri işleten gerçek veya tüzel kişiler gerekli izni, sadece hak sahiplerinden değil ayrıca meslek birliğinden de alabilirler.

19. Nitekim müzik eserlerinin umuma açık mahallerde kullanımını düzenleyen “Umuma Açık Mahallerde Eser, İcra, Fonogram, Yapım ve Yayınların Kullanılması ve/veya Dinletilmesine İlişkin Esaslar” kenar başlıklı FSEK’in 41/1 maddesinde girişi ücretli veya ücretsiz umuma açık mahallerde eser, icra, fonogram, yapım ve yayınların kullanım ve/veya iletimine ilişkin hak sahiplerinden veya üyesi oldukları meslek birliklerinden izin alınması gerektiğine dair özel düzenleme getirilmiştir. Bu düzenlemeden de açıkça anlaşılmaktadır ki fonogram yapımcılarının hak sahibi olduğu müzik eserlerinin umuma açık mahallerde FSEK’in 25. maddesi gereğince kamuya iletimi, o yapımcıdan veya meslek birliğine üye olması hâlinde yetki belgesinde belirtildiği yetkiler çerçevesinde meslek birliğinin yazılı izni olmadan diğer gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılamaz.

20. FSEK’in 41. maddesinde “umuma açık mahal” ifadesi ile eser, icra, fonogram ve yapım ve yayınları kullanan veya ileten girişi ücretli veya ücretsiz herkesin girip çıkabileceği halka açık yerler kastedilmektedir. Bu cümleden olmak üzere otel, tatil köyü, motel, pansiyon gibi konaklama tesisleri; lokanta, restoran, kafe, eğlence yeri, gece kulübü, spor merkezleri, alışveriş merkezi, sinema ve gösteri yerleri gibi yerler kamuya açık mahallerdir. Umuma açık mahallerde kullanılan eser ve icra yayınının herhangi bir başka bir yere nakli de hüküm kapsamındadır. Örneğin otelin restoranında canlı biçimde icra olunan musiki eserine ilişkin seslerin kablo veya teknik bir iletimle otelin odalarına veya başka yerlerine nakli için hak sahiplerinden veya meslek birliklerinden izin alınmalıdır.

21. FSEK’in 76. maddesi bu Kanun’da belirtilen hukuki ilişkilerden kaynaklanan davalarda görevli mahkemeye ve bu mahkemelerde görülecek davalarda uygulanacak ispat usulüne ilişkin düzenlemeler içermektedir. FSEK’in 76/2 maddesinde “Bu Kanun kapsamında açılacak hukuk davalarında mahkeme, davacının iddianın doğruluğu hakkında kuvvetli kanaat oluşturmaya yeter miktar delil sunması hâlinde korunmakta olan eserler, fonogramlar, icralar, filmler ve yayınları kullananların, bu Kanunda öngörülen izin ve yetkileri aldıklarına dair belgeleri veya tüm yararlanılan eser, fonogram, icra, film ve yayınların listelerini sunmasını isteyebilir. Belirtilen belge veya listelerin sunulamaması tüm eser, fonogram, icra, film ve yayınların haksız kullanılmakta olduğuna karine teşkil eder.” hükmü yer almaktadır. FSEK’in 76/2 maddesinde getirilen bu karine ile davacının gerçekten hak sahipliğini ispatladığı eserlere ilişkin olarak tecavüzün varlığı açısından sübjektif ispat yükü tersine çevrilmektedir. Buna göre mahkemece; korunmakta olan eserler, fonogramlar, icralar, filmler ve yayınları kullanmak için gereken izin ve yetkilerin alındığına dair belgeleri veya tüm yararlanılan eser, fonogram, icra, film ve yayınların listelerinin dosyasına ibraz edilmesi istendiği halde ibraz etmeyen davalının artık eser, fonogram, icra, film ve yayınları haksız olarak kullanmadığını genel ispat vasıtaları ile kendisinin ispat etmesi gerekmektedir.

22. Bu noktada hemen belirtmek gerekir ki; umuma açık mahalleri işletenler, hak sahibi yapımcıdan izin almaksızın o yapımcıya ait fonogramları kullanması eser sahibinin, icracı sanatçının ve fonogram yapımcısının mali haklarına tecavüz niteliğindedir. Kullanımın veya iletimin doğrudan kaset, CD, DVD veya benzeri materyallerdeki kayıtlarından veya yayın kuruluşlarının yayınlarından yararlanmak veya internet üzerinden alınan iletim yoluyla gerçekleştirilmesi arasında bir fark yoktur. Bu durumda mali veya manevi hakları tecavüze uğrayan kimse, mütecavize karşı, hâl ve şartlara göre tecavüzün ref’i veya men’i yahut tazminat davası açabilir. Bu davalardan biri olan tecavüzün ref’i davası, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 25. ve 983. maddeleri doğrultusunda bir düzenleme olup, FSEK’in 66, 67 ve 68. maddelerinde ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Tecavüzün ref’i davası ile mevcut bir tecavüzün ortadan kaldırılması ve sonuçlarının giderilmesi amaçlanmaktadır (Öztan, Fırat: Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku, Ankara, 2008, s. 633.).

Sonuç Olarak

Meslek birliklerinin, icracı sanatçıların, yapımcıların veya eser sahiplerinin tek tek tüm barları, otelleri ve diğer kamuya açık yerleri kontrol etmesi mümkün değil ise de otel, bar, gece kulübü gibi yerlerde yapılan müzik yayınları; bu müzikler üzerinde hak sahibi olan eser sahibi, sanatçı ve yapımcıların haklarının ihlali anlamına gelmekte olup, yayın yapan işletmenin tüzel kişiliği de sahibi veya temsilcisi olan gerçek kişi de tazminattan sorumludur. Ayrıca tespit halinde ödenecek tazminatın, telif hakkı ihlal edilenlerin seçimlik hakkına bağlı olarak; izni alınmamış hak sahipleri, sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin üç katını veya FSEK hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin üç katını, bunun yanında ayrıca uğradığı maddi zararların tazmini için maddi tazminat ve manevi tazminat talep edebilecektir.

Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 12.03.2021

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.