Prime Esas Kazancın Tespiti Davasında Gerçek Ücretin İspatı

1- Hizmet Tespit Davası

Türkiye’nin kanayan yaralarından biri olarak sigortasız çalıştırma olgusu ve ardından açılan hizmet tespit davası ya da diğer adı ile sigortalılığın tespiti davası herkes tarafından bilinmektedir. Bu davalarda ispat sorunu yaşanmamaktadır. Zira gerek mahkemece re’sen araştırma ilkesinin geçerli olması, gerekse de fiili çalışmanın tanık delil her türlü delille ispatlanabiliyor olması nedenleri ile “hiç sigortası yapılmayan veya sigortası eksik, geç bildirilen” kişilerin açacakları hizmet tespit davalarında sorun yaşanmamaktadır.

2- Prime Esas Kazancın Tespiti Davası

Türkiye’nin Sosyal Güvenlik meselelerine ilişkin diğer bir kanayan yarası da sigortalının, prime esas kazancının yani Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilen ücretinin gerçek ücretinin altında bildirilmesidir. Gerçek ücreti 3 bin TL, 4 bin TL gibi rakamlar olmasına rağmen, Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilen ücreti asgari ücret ya da asgari ücretin bir miktar üzerinde olan milyonlarca işçi bulunmaktadır.

Hizmet süresi ve işe giriş bildirimi gerçeğe uygun olmakla birlikte sadece Kurum’a bildirilen ücrette, yani prime esas kazançta gerçeğe aykırı bildirim yapılması halinde de sigortalı tarafından hizmet tespit davası açılabilir fakat bu davada talep konusu edilen husus “hizmetin tespiti” değil “prime esas gerçek kazancın tespiti” olacaktır. Bu davalarda yine usul bakımından hizmet tespit davalarında uygulanan yargılama usulleri uygulanacak olmakla birlikte yerel mahkemeler ısrarla “gerçek ücretin tanıkla ispatlanamayacağından” bahisle davalarda ispat faaliyetini sıkılaştırmaktadır.

3- Prime Esas Kazancın Tespiti Davasında Gerçek Ücret Tanıkla İspatlanabilir Mi?

3.1. Tanıkla İspatın Mümkün Olduğuna Dair HGK Kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.07.2020 tarihli, 2016/2141 E.  ,  2020/585 K.

“ 28. Bu durumda prime esas kazancın tespiti davaları her türlü delille ispatlanabileceğinden uyuşmazlığın çözümünde işyerinde tutulması gerekli dosyalar ile Kurumdaki belge ve kayıtlardan yararlanılmalı, ücret bordroları getirtilerek, müfettiş raporlarının olup olmadığı araştırılmalı, tespiti istenen dönemde işyerinin yönetici ve görevlileri ile işyerinde çalışan öteki kişiler ile komşu ve yakın işyerlerinde, tarafları ve işyerini bilen veya bilebilecek durumda olan kişiler de araştırılarak ücret konusunda beyanlarına başvurulmalı, beyanların inandırıcılığı üzerinde durulmalı ayrıca sigortalının yaptığı işin özellikleri, işyerindeki unvanı, meslekteki kıdemi, yapılan işin niteliği, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde veya başka işyerinde ödenen ücretler, örf ve adetler araştırılmalı, sigortalının yaptığı iş, yaşı ve kıdemi belirtilmek suretiyle TÜİK ve ilgili meslek odaları ile sendika üyesi işçi olması hâlinde ise bağlı bulunduğu sendikadan emsal ücret araştırması yapılmalıdır.

29. O hâlde senetle ispat kuralı gereğince araştırma yapılarak sonuca gidilmesi gerektiğine değinen Özel Daire bozma kararı; prime esas kazanç tutarının tespiti davalarının nevi itibariyle resen araştırma ilkesine tabi olması gereğince yerinde değildir. “

 

3.2. Tanıkla İspatın Mümkün Olmadığına Dair Özel Daire Kararı

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 23.11.2020 tarihli, 2020/1195 E.  ,  2020/6855 K.

Dava, sigorta primine esas kazanç (ücret) tutarının tespitine ilişkin olup, Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun “Prime Esas Ücretler” başlığını taşıyan 77. maddesinin 1. fıkrası ile 5510 sayılı Kanun'un “Prime Esas Kazançlar” başlıklı 80. maddesinin 1. fıkrasında, sigortalıların prime esas kazançlarının nasıl belirleneceği açıklanmıştır. Diğer taraftan 506 sayılı Kanun'un 79/10. ve 5510 sayıl Kanunun 86/9. maddelerine dayalı olarak açılan bu tür hizmet tespiti davalarında kesinleşen mahkeme ilamı, işverence Kuruma verilmeyen belgelerin yerine geçecek nitelikte olduğundan hükümde ayrıca 77. ve 80. maddelere göre hesaplanacak olan 1 günlük ücretin belirtilmesi de gerekmektedir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun; 288. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belir bir tutarı geçtiği takdirde, senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belirli bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289. maddesinde, 288. madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292. maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 200. ve 202. maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuştur.

Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10-480 Esas - 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 Esas - 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 Esas - 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 Esas - 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 Esas - 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.”

 

Sonuç

Yukarıda paylaşılan Yargıtay kararlarından anlaşılması gereken husus, prime esas kazancın tespiti talepli hizmet tespit davasında re’sen araştırma ilkesi uygulanacağından, gerçek ücretin tanıkla ispatı mümkündür. Aksi görüşte bulunan özel daire ve yerel mahkemelerin, güncel HGK kararı uyarınca bu görüşlerini değiştirmesi zorunludur.

Davacı tarafın gerçek ücretinin, SGK’ya bildirilen ücretten fazla olduğuna ilişkin hizmet tespit davalarında davacı tarafın sadece tanıkla gerçek ücretini ispat etmesi mümkündür. Aynı zamanda bu konuda emsal ücret araştırması yapılması da mümkündür. Aksi yöndeki özel daire kararları, güncel HGK kararı uyarınca değişecektir.

Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya e-mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 08.01.2021

 

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.