1- Vasiyetname İle Mirasçılıktan Çıkarma (Iskat)
Türk Medeni Kanunu uyarınca miras bırakandan, düzenleyeceği vasiyetname ile mirasçısını “mirasçılıktan çıkarma” yolu ile saklı payı da dahil olacak şekilde mirastan yoksun bırakabilir. TMK 510 hükmünde çıkarma sebepleri sınırlı sayıda sayılmıştır. “Mirasbırakana veya yakınına karşı ağır bir suç” veya “ailevi yükümlülüklerin yerine getirilmemesi” çıkarma sebebi olabilir. Yine TMK 512 hükmünde “vasiyetnamede sebebi gösterilmişse çıkarmanın geçerli olacağı” aksi halde çıkarmanın geçersiz olacağı düzenlenmiştir. Bunun yanında mirasçılıktan çıkarılan kişinin “çıkarma işlemine” itiraz etmesi halinde (geçersizliğe dayalı tenkis), çıkarmanın geçerli olduğunun ispatı yükü diğer mirasçılara verilmiştir. Yani mirasçılıktan çıkarılan kişi, kendisinin aslında çıkarılamayacağını, sebebin geçersiz olduğunu ve benzeri koşulları ispatla yükümlü değildir, çıkarmanın geçersizliğini ve tenkisini istemesi yeterlidir. Bu yazımızda bu konu ile ilgili değerli ve detaylı bir Yargıtay kararı incelenecektir.
2- Mirasçılıktan Çıkarma Sebebinin Geçersizliği ya da Eksikliği Nedeniyle Vasiyetnamenin İptaline Değil, Tenkisine Karar Verilir
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 26.01.2021 tarihli, 2019/5571 E. , 2021/471 K.
Dava; mirasçılıktan çıkarmaya ilişkin vasiyetnamelerin iptali talebine ilişkindir.
Mirasçılıktan çıkarma (ıskat), mirasbırakanın tek taraflı ölüme bağlı bir tasarrufu ile gerçekleşir. Mirasbırakan, kanunda belirtilen sebeplerin varlığı halinde, ölüme bağlı bir tasarruf ile saklı paylı mirasçısının mahfuz hisse üzerindeki haklarını tamamen veya kısmen ortadan kaldırabilir.
Türk Medeni Kanunu'nda, cezai (alelade) çıkarma ve koruyucu (aciz sebebiyle) çıkarma olarak iki çeşit ıskat düzenlenmiştir.
Cezai çıkarma sebepleri, Türk Medeni Kanunu’nun 510. maddesinde, genel bir hüküm içinde ifade olunmuştur. Buna göre, mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse ya da mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse, mirasbırakan ölüme bağlı bir tasarrufla mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir.
Bununla birlikte, mirasçı, mirasbırakanla arasında borçlar hukukundan doğan bir mükellefiyeti ihlal etse, miras hakkından ıskat edilmesi için bir sebep meydana gelmemiştir. Çünkü böyle bir ihlalin müeyyidesi Borçlar Kanununda düzenlenmiş bulunmaktadır. (İnan, Ertaş, 2000, Miras Hukuku, s.304)
TMK’nın 512. maddesi; “Mirasçılıktan çıkarma, mirasbırakan ancak buna ilişkin tasarrufunda çıkarma sebebini belirtmişse geçerlidir.
Mirasçılıktan çıkarılan kimse itiraz ederse, belirtilen sebebin varlığını ispat, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşer.
Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak, mirasbırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa, çıkarma geçersiz olur.” hükmünü içermektedir.
Kanunun; mirasçının, mirasbırakana ve ailesine karşı mükellef olduğu aile hukuku vazifelerini büyük ve kusurlu davranışla yerine getirmemesi ifadesinden; mirasçının, sadakat, yardım, bağlılık, çocuklara itina gösterme görevini yapmaması, ana baba ve çocukların karşılıklı sevgi ve saygı şefkat bağları, yoksulluğa ve zarurete düşmede yardım yükümlülüğü, nafaka borcu, aile birlik ve huzurunu bozan davranışlarda bulunmama anlamı çıkmaktadır.
Yine, çıkarma sebebinin açık olması, belirli bir eyleme, işleme ve davranışa dayanması gerekmektedir. Sadece mirasdan ıskat ettim, miras dışı bıraktım, bana ilgi göstermedi v.b. gibi gerekçesiz sözler yeterli sayılmamalıdır. Çıkarma sebebi kabul edilen olayların, delillerinin gösterilmesi de mirasçının çıkarmaya itirazı halinde diğer tarafa kolaylık sağlayacağından, tasarrufta yer almalıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; mirasbırakanın, vasiyetnameler ile kendisi ile annesinin rızası dışında evi terk ettiği, dönmesi için haber gönderilmesine rağmen gelmediği, tanımadıkları birisi ile kendisine ve annesine haber vermeden evlendiği, ağır hastalığa yakalanmasına ve haber gönderilmesine rağmen bakmayacağını, ilgilenmeyeceğini, eve gelmeyeceğini bildirdiği; bayramlarda ve diğer önemli günlerde yıllar boyu eve uğramadığı, telefonla aramadığı; boşandığı eşi ile birlikte nikahsız olarak yaşadığı, son dönemde yapılan rica ve minnetler ile zoraki eve geldiği ancak ilgilenmediği yabancı biri gibi davrandığı; “yatacak mezar yeri var mı bu adamın” dediği; kiracılara özel hayatları ve geçmiş ile ilgili birtakım şeyler anlattığı, anne babasının kötü insanlar olduğunu söylediği, bu sebeple davacının ailevi görevlerini ağır bir şekilde ihlal ettiği gerekçesiyle, mirasçılıktan çıkardığı görülmektedir.
Bu durumda, vasiyetnamelerde açıklandığı üzere, davacının mirasçılıktan çıkarılma sebeplerini varlığının ispatı, çıkarmadan yararlanan davalı mirasçıya (anneye) düşmektedir.
Davalı anne, vasiyetnamede belirtilen ıskat sebeplerini ispat etmek için tanık dinletmiştir. Davalı tanıklarının, ifadelerine göre ... davacının mirasbırakana ve davalı annesine karşı ilgisiz kaldığı, hastalığı ile ilgilenmediği dinlenen tanık beyanları ile sabit olmuştur. Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Dosyada, tanıkların gerçek olmayan olayları gerçekmiş gibi ifade ettiğini kabule yeterli delil ve olgu da bulunmadığından tanıkların sözlerine değer vermek gerekmektedir.
Bu durumda bölge adliye mahkemesince, dinlenen tanık beyanlarına göre, dava konusu vasiyetnameler ile mirasbırakanın davacı kızını mirastan çıkarma sebebi olarak ileri sürdüğü vakaların mirasçılıktan çıkarma sebebi sayılabilecek nitelik ve nicelikte bulunduğu, kısaca davacının anne ve babası olan mirasbırakana karşı mükellef olduğu aile hukukundan doğan yükümlülüklerini büyük ve kusurlu davranışlarla yerine getirmediği gözetilerek karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir."
Sonuç Olarak
Mirasçılıktan çıkarma hükmü içeren vasiyetnamenin iptali için açılan davada mahkemece incelenecek hususlar ve varılacak sonuçlar sırasıyla şöyledir:
1- Vasiyetnamede çıkarma sebebi açıkça gösterilmiş olmalıdır(m.512). Gösterilmemişse, çıkarma işlemi tamamen geçersiz sayılmayacak, mirasçının sadece saklı payı korunmuş olacaktır(512/3).
2- Vasiyetnamede çıkarmanın genel sebebi gösterilmiş ve fakat yeterli somut dayanağa kavuşturulmamışsa, sebep gösterilmemiş gibi çıkarma işlemi yine geçersiz sayılacak, mirasçının saklı payı korunacaktır (Yargıtay kararları).
3- Vasiyetnamede çıkarmanın sebepleri yeterli somutlukta gösterilmişse vasiyetnamenin iptali davasında mirasçılar tarafından bu somut nedenler ispatlanmalı bu hususta tanıklar dinletilmelidir. İspatlanamazsa mirasçılıktan çıkarma işlemi tamamen geçersiz sayılmayacak, mirasçının sadece saklı payı korunmuş olacaktır (512/3).
4- Mirasçılıktan çıkarılan kişi, çıkarma işleminin; çıkarma sebebi hakkında açık bir yanılgıya dayanılarak yapıldığını ispat edebilirse bu kez çıkarma tümden geçersiz sayılacak ve çıkarılan kişinin yasal miras payı korunmuş olacaktır(512/3,son cümle).
5- Vasiyetnamenin tümüyle iptali nedenlerinden biri varsa (şekil, ehliyet vb.) bu kez vasiyetname iptal edileceğinden mirasçılıktan çıkarma tasarrufu da tümüyle ortadan kalkacaktır.
Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 11.05.2021