Boşanma Davası, Tazminat ve Nafaka

 
Boşanma Sebepleri Nelerdir?
 
  • Zina Nedeniyle Boşanma Davası
 
Boşanma davasını açan eş; karşı tarafın, başka biri ile cinsel birliktelik kurmak sureti ile kendisini aldattığını ispat etmesi veya yaklaşık emarelerle ortaya koyması gerekir. İspat aracı olarak, görgü tanığı, fotoğraf, varsa hediye alındığına dair banka hareketleri dökümü, otel kayıtları veya karşı tarafın itirafını içerir elektronik ortam kayıtları kullanılabilir. Birlikteliğin öğrenilmesinden sonraki altı ay içerisinde davanın açılması gerekir. Aksi takdirde dava hakkı düşer.
 
Cinsel birliktelik dışında kalan “sadakat yükümlülüğüne aykırı” davranışlar zina değil, genel boşanma sebebi “evlilik birliğinin sarsılması” nedenine dayandırılmalıdır. Cinsel birlikteliğin ispatının zor olması nedeniyle tek başına zina özel nedenine dayalı boşanma davası açılması doğru olmayabilir.
 
  • Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davası
 
Fiziksel şiddetin, sistematik hakaret, tehdit, küçük düşürücü davranışların muhatabı olan eş bu nedenle dava açabilir. Davada bu davranışların ağır derecelere ulaştığının ispat edilmesi gerekir. Sayılan muamelere maruz kalan eşin altı ay içerisinde bu davayı açması gerekir. Yine tek başına bu gerekçe ile dava açılması ispat zorluğu açısından doğru olmayabilir.
 
  • Terk Nedeniyle Boşanma Davası
 
Eşlerden biri, ortak konutu haklı bir nedene dayanmadan terk etmiş ve dört ay süre ile kalıcı niyetle dönmemişse ( aradaki bir iki saatlik ya da günlük geçici kalmalar dikkate alınmayabilir ) terk edilen eş, ortak konuta davet ihtarı göndererek, iki ay içerisinde dönmesini aksi takdirde boşanma davası açılacağını kendisine bildirerek, ( adresi bilinmiyorsa ilan yoluyla ) terk nedenine dayalı dava açabilir.
 
 
Terk İhtarının Geçerlilik Şarları
 
Terk İhtarı Ne Zaman Gönderilmeli?
 
Terk ihtarı gönderilmesi talebi, karşı tarafın evi terk etmesinden itibaren dört ay geçtikten sonra notere veya mahkemeye bildirilmelidir. İhtarın tebliğinden itibaren iki ay geçtikten sonra dava açılmalıdır.
 
Terk İhtarının İçeriği Nasıl Olmalı?
 
Terk ihtarında, iki ay içerisinde ortak konuta dönmesi gerektiği, dönmemesi halinde boşanma davası açılacağı, ortak konutun ayrıntılı adresi, evde bulunmama halinde ortak konutun anahtarının bulunduğu yer muhakkak belirtilmeli ve gidiş - dönüş yol giderleri ile bir günlük konaklama bedeli davet edilenin varsa banka hesabına yoksa PTT aracılığıyla konutta / adreste teslimli havale ile gönderilmeli ve bu husus ihtarnamede belirtilmelidir.
 
Terk Edilen Değil de Terke Zorlanan Kişinin İhtarname Göndermesi Gerekir Mi?
 
Türk Medeni Kanunu’na göre, terke zorlanan eşin, terk edilmiş gibi dava hakkı bulunmaktadır. Burada da yine ihtarnamenin geçerlilik şartları ve süreler uygulanacaktır. Evi terk ettikten 4 ay sonra ihtarname göndermek üzere notere veya mahkemeye başvuulabilir. İhtarnamede, iki ay içerisinde ortak konutun geri dönmeye uygun hale getirilmesi, aksi takdirde dava açılacağı, iki ay sonra konuta gelindiğinde anahtarın nereden teslim alınmasının istendiği, gidiş - dönüş yol giderleri ile bir günlük konaklama bedelinin banka hesabına veya konutta ödemeli olarak PTT aracılığıyla gönderilmesinin istendiği ve banka veya PTT gönderi bilgileri muhakkak yer almalıdır.
 
  • Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle Boşanma Davası
 
Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir. Burada görüldüğü üzere diğer nedenler olduğu gibi dava açma süresi gibi bir kısıtlama mevcut değildir. Bu yönde bir kısıtlama olmadığı gerekçesi ile 10 yıl önce işlenen bir suçtan dolayı infazı da tamamlanmış ise artık dava konusu edilmesi ve tek başına boşanma nedeni olarak kabul edilmesi mümkün görülmemektedir.
 
  • Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davası
 
Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.
 
  • Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeniyle Boşanma Davası
 
Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Davayı açan eşin, “evlilik birliğinin sarsılması” noktasında daha kusurlu sayılmasına sebebiyet verecek davranışlarının bulunması halinde, davalı eşin boşanma isteğine itiraz hakkı bulunmaktadır. Şayet davalı ve çocuklar bakımından evliliğin korunmaya değer bir yararı kalmamışsa ve yapılan itiraz kötüye kullanım amacı taşıyorsa boşanma kararı verilebilir. Taraflar arasında evlilik birliğinin sarsıldığı kabul görmüş ve evliliğin devamı konusunda herhangi bir itiraz mevcut değilse, davayı açan eş daha kusurlu olsa bile boşanma kararı verilir. Ancak elbette daha kusurlu olmanın; nafaka ve tazminat talepleri yönünden birtakım sonuçları olacaktır.
 
  • Boşanma Davası Sonrası Geçen Üç Yılda Evlilik Birliğinin Kurulamaması Nedeniye Boşanma Davası
 
Taraflardan birinin herhangi bir gerekçe ile açmış olduğu boşanma davasınn reddi halinde, ret kararının kesinleşmesinin ardından geçen üç yıllık sürenin sonunda taraflar müşterek bir hayat / evlilik birliğini sağlayamamışlarsa, taraflardan birinin bu gerekçe ile açacağı boşanma davasının kabulüne karar verilir.
 
Boşanma Davasında Tazminat İstemi Nasıl Olur?
 
  • Boşanma Davasında Maddi Tazminat
 
Kusursuz veya daha az kusurlu olan taraf, kusurlu olan eşten; boşanma davası ile maddi tazminat talep edebilir. Maddi tazminat talebinden söz etmek için, öncelikle boşanma nedeniyle bir zararın doğması gerekir. Mevcut veya beklenen menfaatlerin zarar görmesi; zararın doğumu için yeterlidir. Hakim maddi tazminat tutarını belirlerken, tarafların yaşlarını, evlilik süresini, zararın miktarını, tarafların ekonomik durumlarını ve kusur oranlarını dikkate alır. Zarar miktarı olarak gerekçe tutulabilecek kayıp türleri sınırsız sayıda olmakla birlikte, evli iken elde edilen ekonomik menfaat ve yaşam düzeyi ile boşandıktan sonra oluşacak yaşam düzeyi / gelir kaybı dikkate alınır.
 
Eğer maddi tazminat istemi boşanma davasının kesinleşmesinden sonra ayrı bir dava ile talep edilecekse, kesinleşmeden itibaren bir yıl içerisinde talep edilmesi ve talep edilen miktara oranla yüksek harç ödemesi yapılması gerekir.
 
  • Boşanma Davasında Manevi Tazminat
 
Kusursuz veya daha az kusurlu olan taraf, kusurlu olan eşten; boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kişilik haklarının zedelendiği iddiası ile manevi tazminat isteyebilir. Manevi tazminatın gerekçesini, çekilen elem, ızdırap, acı, üzüntü, keder gibi manevi duygular oluşturur. Hakim manevi tazminat tutarını belirlerken, ihlal edilen kişilik hakkının niteliğini, ihlalin ağırlığını, tarafların ekonomik durumlarını ve kusur oranlarını dikkate alır. Dava boşanma davası ile birlikte açılabilir, bu durumda talep edilen miktara göre yüksek harç ödemesi yapılmaz.
 
Eğer manevi tazminat istemi boşanma davasının kesinleşmesinden sonra ayrı bir dava ile talep edilecekse, kesinleşmeden itibaren bir yıl içerisinde talep edilmesi ve talep edilen miktara oranla yüksek harç ödemesi yapılması gerekir.
 
Boşanma Davasında Nafaka Talepleri
 
  • İştirak Nafakası ( Çocuk için )
 
Evlilik birliği içinde doğan müşterek çocuk bakımından talep edilebilir. Çocuk ergin ve eğitimine devam ediyorsa eğitim süresince ödenir. İştirak nafakasında tarafların kusur oranına bakılmaksızın, çocuğun geçimine uygun miktara hükmedilmesi talep edilebilir. Dava sürerken de çocuğun geçimi için geçici iştirak nafakasına (tedbir nafakası) hükmedilmesini talep edilebilir.
 
  • Yoksulluk Nafakası ( Eşler için )
 
Yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka ödeyecek olanın boşanmakta kusursuz olması sonucu etkilemez. Davacı da davalı da nafaka isteyebilir. Dava sürerken de yoksulluğa düşecek olan taraf; geçimi için geçici yoksulluk nafakasına (tedbir nafakası) hükmedilmesini talep edilebilir.
 

Boşanma Sebepleri ve Kusur Belirlemeleri Hakkında Yargıtay Kararları

 
Davacının geçimsizliği ispatlaması gerekir, aksi halde boşanma davası reddedilir
 
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/1214 E.  ,  2020/2319 K.
 
“Davalı ... erkeğe mahkemece kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet vakıası usulüne uygun ispatlanmamıştır. Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte, davalı ... erkekten kaynaklı geçimsizliği kabule elverişli başkaca da ciddi sebep ve deliller tespit edilememiştir.”
 
Şiddet eyleminden sonra birlikte yaşamaya devam edilmesi halinde, şiddet eyleminin affedildiği kabul edilmektedir
 
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/1365 E.  ,  2020/2312 K.
 
“...davalı ... erkeğe, kusur olarak yüklenen "kadına fiziksel şiddet uyguladığı" vakıasından sonra tarafların birlikte yaşamaya devam ettiği bu sebeple bu vakıanın davacı-karşı davalı kadın tarafından affedilmiş olduğu en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü gerektiğinden, erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği”
 
Dairemizin 11.12.2017 tarihli ilamı ile ilk davayı açarak boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu belirtilerek,
 
Duyuma dayalı tanık anlatımları ile ispatlanamayan eylemler kusur incelemesinde dikkate alınmaz
 
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/819 E.  ,  2020/2055 K.
 
“Mahkemece davacı erkeğin eşini kovduğu, ona küfür ettiği, güven sarsıcı davranışlarının olduğu ve evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, davalı kadının ise; eşine küfür ettiği, eşini yaralamaya teşebbüs ettiği, ve güven sarsıcı davranışlarının bulunduğu belirtilerek tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden mahkemece davacı erkeğe kusur olarak yüklenen eşine hakaret ve evden kovma tehdit vakıasına ilişkin dinlenen tanıkların beyanları duyumdan aktarım olup, kusur belirlemesine esas alınma olanağı bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece belirlenen tarafların diğer kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davalı kadının ağır, davacı erkeğin az kusurlu olduğunun kabulü gerekir.”
 
Davanın başlangıcında aynı evde yaşamak, doğumgününde beraber yemeğe gitmek af olarak değerlendirilemez
 
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/712 E.  ,  2020/1931 K.
 
“tarafların aynı evde fakat ayrı odalarda kaldıkları, kadının doğum günü olan 20/11/2017 tarihinde davalı eş ile yemek yemeleri tanık anlatımlarından özellikle erkek tanığı Ahmet Ünal’ın beyanından “Bir süre aynı evde kalıyorlardı ancak davacı davalıyı affetmedi, hatta bende ikna etmeye çalıştım” beyanı karşısında af, en azından hoşgörü olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmaktadır. Yanılgılı değerlendirme sonucu davacı kadının, davalı erkeğin kusurlu davranışlarını affettiği veya hoşgörü ile karşıladığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp 
 
Fiziksel şiddet uygulayan ve kadını evden kovan koca, kendisine, ailesine, müşterek çocuğa hakaret eden ve sık sık tartışma çıkararak evi terk eden kadından daha ağır kusurludur
 
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/8660 E.  ,  2020/1922 K.
 
İlk derece mahkemesi ... ve bölge adliye mahkemesince; eşine, eşinin ailesine ve ortak çocuğa hakaret eden ve sık sık tartışma çıkararak evi terk eden kadın ile eşine fiziksel şiddet uygulayarak onu kovan erkeğin eşit kusurlu olduğundan bahisle; tarafların başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Tarafların bölge adliye mahkemesi tarafından kabul edilen ve gerçekleşen kusur durumlarına göre, davalı-karşı davacı erkek, davacı-karşı davalı kadına göre ağır kusurludur. Bu itibarla, bölge adliye mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. 
 
Fiziksel şiddet uygulayan ve kadının maaş kartına el koyan koca, erkeğin eski eşinden olan çocuğuna bakmayan ve erkeğin ailesini istemeyen kadından daha ağır kusurludur
 
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/8588 E. , 2020/1636 K.
 
“eşine şiddet uygulayan ve eşinin maaş kartına el koyan erkeğin eşinin ilk eşinden olan çocuğunu ve ailesini istemeyen kadına göre ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına karşın, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiştir.”
 
 
Daha fazla bilgi almak için info@kutelhukuk.com üzerinden mail yolu ile, whatsapp hattından veya telefon numarası üzerinden iletişime geçebilirsiniz.
 
Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.