Cevap Dilekçesi Vermeyen Delil Bildirebilir Mi? Islah ile Cevap Dilekçesi Verebilir Mi?

1. Süresinde Cevap Dilekçesi Verilmemesi, İnkar ve Delil Bildirimi

6100 sayılı HMK’nın “Süresinde Cevap Dilekçesi Verilmemesinin Sonucu” başlıklı 128/1. maddesine göre; “süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.”

"Davayı inkar etmiş sayılan davalı, daha sonra ikici cevap dilekçesi veremez. Zira ikinci cevap dilekçesi cevaba cevap dilekçesine karşı verilir. Cevap dilekçesi vermemiş olan davalının sadece inkar ile yetinmiş olduğu varsayılır ve ön inceleme ile tahkikat aşamasında sadece inkar çerçevesinde savunma yapabilir ve bu yönde ispat faaliyetinde bulunarak delil gösterebilir (Pekcanıtez, H.\ Atalay O.\ Özekes M.s. 294-295). Süresinde cevap vermediği için davayı inkar etmiş sayılan davalı, davacının dava dilekçesinde bildirdiği vakıaların doğru olmadığını (inkarı) ispat için karşı delil gösterebilir. Davalı, davayı inkarının karşı delilini göstermek bahanesi ile yeni vakıalar (mesela zamanaşımı veya borcu ödediğini) ileri sürerse, bununla savunmasını genişletmiş olur; bu ise kural olarak yasaktır. Bu halde mahkeme, davacının iddiasının doğru olmadığını ispat için davalının göstereceği delilleri inceleyip, davacının delilleri ile birlikte değerlendirerek varacağı sonuca göre hüküm vermelidir. (Kuru B.\ Arslan R.\Yılmaz E.: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ankara 2014, 25. Bası, s.317)." ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.01.2017 tarihli, 2014/1662 E.  ,  2017/34 K. )

2. Süresinde Cevap Dilekçesi Verilmemesi Halinde Islahla Cevap Dilekçesi Verilemez

"ıslahın konusunu tarafların yaptıkları usul işlemleri oluşturduğundan taraflardan birinin ıslah yoluna başvurabilmesi için daha önce yapmış olduğu bir usul işleminin bulunması gerekir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK'nın 83. maddesinde, gerekse yargılama sırasında yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nın 176. maddesinde taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği açık bir şekilde ifade edilmiştir. Bu nedenle cevap dilekçesinin ıslahı için öncelikle yapılması gereken usul işlemi davaya cevap vermekten ibarettir. Cevap dilekçesinin hiç verilmemiş olması halinde ortada ıslah edilmesi mümkün bir usul işleminin varlığından söz edilemez. Aksi halde, suskun kalınarak hiç cevap verilmemiş olması halinin bir usul işlemi olarak kabulü gerekir. Bu çerçevede süresi geçtikten sonra yapılan ve karşı çıkılan savunmanın da hiç yapılmamış gibi olduğunu ve aynı hukuki sonucu doğuracağını belirtmek gerekir. Usul işleminin ıslahla düzeltilmesi öncelikle geçerli bir hukuki işlemin varlığını gerektirdiğinden yapılmamış hükmünde sayılan bir usul işleminin ıslahla düzeltilmesi de düşünülemez." ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07.06.2017 tarihli, 2016/1211 E.  ,  2017/1077 K.  )

Sonuç Olarak

Süresinde veya hiç cevap dilekçesi vermeyen tarafın, delil bildirme hakkı bulunmaktadır. Cevap dilekçesi vermeyerek davacının iddialarını inkar eden davalı, inkar ettiği hususlar hakkında delil bildirebilir ve sunabilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun güncel görüşü bu yöndedir. Bunun yanında, karşı oylara ve ciddi tartışmalara neden olmakla birlikte, süresi içerisinde cevap dilekçesi vermeyen tarafın usul işlemi gerçekleşmediği gerekçesi ile şimdilik ıslah ile cevap dilekçesi verilemeyeceği yönünde karar verilmektedir. Fakat tarafımızca bu görüşün yakın tarihlerde değişeceği, cevap dilekçesi verilmeyerek gerçekleştirilen inkarın bir yönüyle usul işlemi sayılacağı ve ıslah işlemi ile "inkarın" değiştirilebileceği ve cevap dilekçesi verilebileceği yönünde karar verileceği öngörülmektedir. 10.12.2020

Kadir Uyanık

Av. Kadir Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Ticaret Hukuku alanında yüksek lisans eğitimi görmektedir. Çalışmalarını Ticaret Hukuku ve Şirketler Hukuku alanında yoğunlaştırmıştır.