Feragat Edilen Dava Tekrar Açılabilir mi? Feragatin İptali Şartları

 

1- Davadan Feragat ve Sonuçları

Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi anlamına gelip davayı sonlandıran işlemlerden biridir. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragate bağlı olarak verilen karar kesinleştikten sonra kural olarak aynı konuda yeniden dava açılamaz. Açılan davalarda kesin hüküm varlığı nedeniyle usulden reddedilir. Fakat bu kuralın bir istisnası olan hata, hile ya da korkutmaya bağlı feragat beyanı verilmesi, iptale tabii bir işlem olup dava konusu edilebilir.

2- Feragatin Hata/Hile/Korkutma Nedeniyle İptali

İrade bozukluğu hallerinde feragatin iptali istenebilir. Feragatin hata, hile, ikrah sebebiyle geçersiz olduğu aynı davada veya feragatin feshi için açılacak ayrı bir davada ileri sürülebilir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 311. Maddesi şöyledir:

Feragat ve kabulün sonuçları

MADDE 311- (1) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.

Düzenlemeye göre feragatin iptalinin dava konu edilmesi mümkündür. Yargıtay’ın çeşitli daireleri Hukuk Muhakameleri Kanunu’ndan önceki dönemde konu hakkında “feragatin iptali ancak feragat edilen davada iade-i muhakeme gerekçesi yapılabilir, ayrı bir davaya konu edilemez” yönünde kararlar vermiş ise de düzenleme ile feragatin iptalini ayrı bir dava ile talep etmek mümkün hale getirilmiştir.

3- Feragatin İptaline İlişkin Talebin İkinci Davada İleri Sürülmesi

Feragat iptali talebinin, aynı konuda açılan ikinci dava ileri sürülmesi mümkün olup, irade bozukluğu iddiası her türlü delille ispatlanabilir. Mahkemece bu durumda yapılması gereken ön sorun olan feragat iptali talebinin çözülmesidir.

“Türk hukukunda irade bozukluğuna bağlanan yaptırım ise bir kesin hükümsüzlük (butlan) hâli olmayıp, HMK'nın 311. maddesinde de açıkça belirtildiği gibi irade bozukluğu hâllerinde kişiye iptal hakkı tanınmıştır.

Diğer yandan, feragatin hata, hile ve ikrah nedeniyle iptali için dava açılabileceği gibi irade bozukluğu nedenleriyle feragatin geçersiz olduğu aynı dava içinde de ileri sürülebilir. Bu durumda mahkemece iddiaya ilişkin deliller toplanarak, feragat beyanının hukuki bir sonuç doğurup doğurmayacağı hakkında karar verilmesi gerekmektedir. Ne var ki, böyle bir inceleme yapılıp karar verilebilmesi için öncelikle feragat beyanının irade bozukluğu nedeniyle geçersiz olduğunun ileri sürülmesi gerekmekte olup, bu konuda mahkemece kendiliğinden inceleme yapılması olanaklı değildir.” ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03.10.2019 tarihli 2017/2144 E.  ,  2019/994 K. Sayılı kararı )

“mahkemece, feragatin hileye dayalı olduğu iddiasının hadise şeklinde (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 162. ve 163. maddeleri-önsorun) aynı dava içerisinde her türlü delille ispatının mümkün olduğu gözetilerek, bu yöndeki taraf delillerinin toplanması ve tanıkların dinlenilmesi toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmek suretiyle davacının feragate yönelik iradesinin fesada uğrayıp uğramadığının tespit edilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır.” ( Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 20.112019 tarihli, 2019/4028 E.  ,  2019/5978 K. Sayılı kararı )

Sonuç

Feragat veya kabul nedeniyle ilk davanın on yıllar önce sonlanmış olması nedeniyle peşinen yeniden dava açılamayacağının kabul edilmesi doğru değildir. Davacı taraf, geçmiş tarihteki feragat beyanlarının irade fesadı altında verildiğini, hataya düşürüldüğünü, kendisine bir menfaat verileceğinden bahisle feragat ettiğini ya da korkutulduğunu, tehdit edildiğini ileri sürer ve ispatlama imkanı da bulunursa feragat edilen davanın yeniden açılması zamanaşımı meseleleri de dikkate alınarak mümkündür.

Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya e-mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 15.12.2020

 

Kadir Uyanık

Av. Kadir Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Ticaret Hukuku alanında yüksek lisans eğitimi görmektedir. Çalışmalarını Ticaret Hukuku ve Şirketler Hukuku alanında yoğunlaştırmıştır.