G-87 Tahdit Kodunun, Türkiye'ye Giriş Yasağının Kaldırılması Davası

İstihbari Bilgilere Dayandığı İddia Edilen ve Fakat Soyut Fikir ve İzlenimlerden İbaret Olan, Hukuki veya Maddi Bir Dayanağı Olmayan Terör Örgütü Bağlantısı İddiası Üzerine Konulan G-87 Tahdit Kodunun, Türkiye’ye Giriş Yasağının Kaldırılması Gerektiği, Aile Hayatına Saygı Hakkının İhlal Edildiği Hakkında
Anayasa Mahkemesi’nin 16.12.2020 tarihli, 2018/6143 Başvuru Numaralı Dosyası
  1. Somut olayda öncelikle başvurucunun ülkeye meşru yollarla girmesi ve ikamet izni verilmesi nedeniyle de ülkede yasal olarak ikamet eden yabancı statüsünde olduğu belirtilmelidir. İkamet izni bulunan başvurucu, Türk vatandaşı olan eşi ve küçük yaşlardaki dört çocuğu ile birlikte Türkiye'de yaklaşık 14 yıldır yaşamaktadır.
  2. Yurda giriş yasağı işlemine ilişkin yargılama sürecinde davalı idarenin soyut şekilde istihbari bilgiler doğrultusunda işlem tesis edildiği şeklinde savunma yaptığı, derece mahkemesi tarafından da aynı gerekçe esas alınarak davanın reddedildiği görülmektedir. Başvurucunun çatışma bölgeleriyle bağlantılı olabileceğine ilişkin değerlendirmenin yalnızca Atatürk Havalimanı'nda yapılan mülakatta oluşan kanaate dayalı olduğu, bu değerlendirmenin somut bilgi, olgu ve belgelere dayanmadığı anlaşılmıştır. Yargılama sürecinde başvurucu tarafından sürekli olarak hangi gerekçelerle kamu güvenliğini tehlikeye attığının belirsiz olduğunun ifade edilerek yurda giriş yasağı işleminin iptalinin talep edilmesine karşın İdare Mahkemesi kararında idarenin soyut şekilde ileri sürdüğü millî güvenlik argümanının olduğu gibi kabul edilerek sadece şeklî bir denetim yapılmak suretiyle davanın reddedilmiş olduğu görülmektedir. İdare Mahkemesi kararında, yurda giriş yasağı kararı alınmasına neden olan isnatlar, bunlar üzerine yapılmış olan işlemler ile safahatlarına ilişkin hiçbir ayrıntıya yer verilmediği ve kamu düzeni ve güvenliği açısından nasıl ve ne derecede bir tehdit oluşturduğuna dair bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
  3. Bunun yanı sıra derece mahkemesi kararında başvurucunun eşinin ve çocuklarının Türk vatandaşı olduğu belirtilmesine rağmen İdare Mahkemesi kararında işlemin başvurucunun aile hayatı üzerinde doğuracağı etkiler bakımından da bir inceleme ve dengelemenin yapılmamış olduğu, başvurucunun belirtilen husustaki talep ve itirazlarının karşılanmadığı, aile hayatına saygı hakkı ile ilgili hiçbir gerekçeye yer verilmediği anlaşılmıştır. Sonuç olarak yurda giriş yasağı ile ilgili idari ve yargısal süreçte kararlarda yer verilen gerekçelerin aile hayatına saygı hakkı bağlamında yeterli olmadığı, kamu düzeni ve güvenliğinin korunması hususundaki kamusal menfaat ile başvurucunun aile hayatına saygı hakkı arasında bir dengeleme yapılmadığı gibi kararlarda yer verilen unsurların da bu dengelemeye imkân verecek ayrıntı ve açıklıkta olmadığı sonucuna varılmıştır.
  4. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

Sonuç Olarak

İdari merciiler tarafından yabancı hakkında Türkiye’ye giriş yasağı konulması halinde yasağın kaldırılması için açılacak davada, idarenin söz konusu yasak ile elde ettiği menfaat karşısında kısıtladığı hak ve özgürlüklerin arasında dengenin sağlanması gereklidir. İdarenin soyut izlenimlerine dayalı olduğu kadar uyguladığı Türkiye’ye giriş yasaklarının iptali mümkündür. Hukuki veya maddi bir dayanağı bulunmayan, herhangi bir bilgi veya belgeye dayalı olmayan giriş yasaklarının iptali için açılacak davalarda yabancının hangi haklarının ihlal edildiğinin tartışmaya açılması mümkündür.

Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 13.03.2021

 

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.