1- Hizmet Tespit Davalarında Kesintisiz Çalışma Koşulu
Sigortasız çalıştırılan işçilerin açacakları hizmet tespit davalarında 5 yıllık hak düşürücü süre sorununun yaşanmaması için ilk koşul, işçinin o işyerinde, hizmet tespiti talep edilen dönemde kesintisiz bir biçimde çalışmış olması zorunluluğudur. Aksi halde 5 yıllık hak düşürücü, çalışmanın kesintiye uğratıldığı tarihi izleyen yıl sonundan itibaren başlayacaktır. İşverenler, işçilerin kendilerine karşı hizmet tespit davası açmasını engellemek ve kıdem tazminatına ilişin birtakım sebeplerle işçilerini zaman zaman hileli olarak farklı işverenler bünyesinde sigortalı göstermektedir.
İşçinin farklı işverenler bünyesinde sigortalı gösterilmesi halinde hizmet tespit davasının hak düşürücü süresi olan 5 yıllık sürenin nasıl uygulanacağı, kesintinin hileli olup olmadığının nasıl tespit edileceği yargı kararlarında tartışılmaktadır.
2- İşçinin Hileli Olarak Farklı İşyerlerinde Sigortalı Gösterilmesi Halinde Hizmet Tespit Davası
İşçi, gerçek ve fiili olarak aynı işyerinde sürekli olarak çalışmış olmasına rağmen, işveren birtakım hileli davranışlar ile işçiyi farklı işverenler bünyesinde sigortalı göstermiş ise açılacak hizmet tespit davasında bu durumun tespit edilmesi için mahkemece yapılması gereken birtakım işlemler bulunmaktadır.
“Mahkemece, talep konusu dönemde kesintisiz olarak davalı işveren yanında çalıştığının kabul edilmiş olmasına rağmen dava dışı ... isimli işverenden yapılan kesintili bildirimlerin dışlanmasının çelişkiye neden olduğu açıktır. 2010/6-2010/9 arası dönemde bildirilen dava dışı işyerindeki çalışmaların iptali gerçekleşmeden çalışmanın kesintisiz olduğunun kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır. Mahkemece, dava dışı farklı işyerinden bildirilen çalışmalarla ilgili olarak dava dışı işverenin de hak alanını da ilgilendirdiği gözetilerek HMK 124. maddesi gereği husumet yöneltmesi için davacıya mehil verilmeli; usulüne uygun şekilde katılım sağlandıktan sonra onların da gösterecekleri bütün deliller toplandıktan sonra, yapılacak değerlendirme sonucuna göre bir karar verilmeli; şayet dava konusu dönem içersinde bildirim yapılan işyerinde davacının çalışmasının fiili olduğu sabit ise de bu bildirimler dışlanmak suretiyle karar verilmelidir.” ( Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 06.03.2019 tarihli, 2018/3703 E. , 2019/2103 K. )
Görüldüğü üzere, davacı tarafça, davadışı işverenler bünyesinde sigortalı kaydının hileli olduğuna dair iddialarda bulunulması halinde, mahkemenin yapması gereken iş; dava dışı işverenlerin davada, davalı olarak yer alması için davacıya süre verilmelidir. Böylece dava dışı hileli işverenlerin beyanları dinlenecek, onların sigorta kayıtlarına ilişkin araştırmalar yapılacak ve davacının aslında fiilen nerede çalıştığının tespiti sağlanacaktır.
3- Başka İşyerlerindeki Çalışmalar Dışlanarak Karar Verilmesini Talep Etme Hakkı
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu arasındaki güncel görüş ayrılığından söz etmek gerekir. Özel Daire, işçinin, sigortasız çalıştırıldığı dönemin işe giriş bildirgesinden önceki dönem olması halinde, işçinin işten ayrıldıktan sonra 5 yıl içerisinde hizmet tespit davası açması gerektiğini kabul etmektedir. Hukuk Genel Kurulu ise bu görüşü kabul etmemekte, işe giriş bildirgesinden önceki dönem bakımından hizmet tespit davası açılması halinde 5 yıllık zamanaşımının uygulanamayacağını bildirmektedir.
Bu tartışmaya göre davacı sigortalı işçinin, davasını hak düşürücü süreye takılmaksızın, her işten çıkış dönemi ayrı ayrı değerlendirilmek kaydı ile, her işe giriş ve çıkış döneminde bir gün de olsa sigorta bildiriminin bulunması halinde hizmet tespit davasının açılabileceği görüşündeyiz. HGK da bu görüştedir, daha fazla bilgi için tıklayınız.
Sonuç
Sigortalı işçinin, hizmet tespit davası açmakta önündeki en büyük engel 5 yıllık hak düşürücü süredir. İşçinin, işyerindeki çalışması, SGK kayıtlarına göre kesintisiz biçimde sürdürülmemiş, arada başkaca işverenler bünyesinde çalışma yapılmışsa kural olarak bu çalışmalar kesintiye sebebiyet verecektir. Davacı işçinin bu kayıtların hileli olduğunu, gerçekte düzenli ve sürekli olarak aynı işveren bünyesinde çalıştığını iddia etmişse, aradaki dönemler bakımından mahkemenin yapması gereken ilgili işverenleri de davalı olarak dosyaya ekletmeli ve gerçek durum araştırmalıdır. Ardından, işçinin gerçekten de aynı işveren bünyesinde çalıştığının anlaşılması halinde sigorta kayıtlarındaki farklı işverenler nezdinde çalışmalar yürütüldüğünde dair bildirimler iptal edilerek hizmet tespit davasının kabulüne karar verilmelidir. 26.01.2021