1- Rödovans Sözleşmesinin Hukuki Niteliği
Madencilik sektöründe genellikle arama veya işletme ruhsatı sahibi olan gerçek veya tüzel kişiler, faaliyetin yüksek bir yatırım gerektirmesi veya başkaca sebeplerle sahip oldukları ruhsattan kaynaklanan haklarını üçüncü kişilere devretmekte, diğer bir deyişle ruhsattan kaynaklanan haklarını üçüncü kişilere kiralamaktadırlar. Taraflar kira bedeli olarak sabit bir tutar belirlenebilecek ise de uygulamada genellikle çıkarılan maden/cevher üzerinden oransal olarak belirlenecek bir bedel ile anlaşma sağlamaktadırlar.
Ruhsat sahibi ile geçici olarak maden işletme hakkını elde eden bu üçüncü kişi arasında yapılan bu sözleşme Maden işletme ruhsatı kiralama sözleşmesi olup madencilik sektöründe ve hukuksal uygulamadaki ismi ise Rödovans sözleşmesidir.
2- Rödovans Sözleşmesine Uygulanacak Kanuni Hükümler
Rödovans sözleşmesi; ruhsatı alınan maden sahasının bir kısmı veya tamamı üzerindeki işletme hakkının, hak sahibi tarafından gerçek veya tüzel üçüncü kişilere geçici bir süre için tahsisini konu alan iki taraflı ürün kira sözleşmesi niteliğine sahiptir. Yargıtayın istikrar kazanan uygulamasında[1] Rödovans sözleşmesinin tarafları arasında çıkan uyuşmazlıklarda: i. Sözleşme hükümleri, ii. 3213 sayılı Maden Kanununun ilgili hükümleri ve iii. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 357 ve devamı maddelerinde düzenlenen ürün kirasına ilişkin hükümlerin bünyesine uygun düştüğü ölçüde uygulanacağı kabul edilmektedir[2].
3- Rödovans Sözleşmesi Uyarınca Ödenecek Bedel Nasıl Tespit Edilir?
Rödovans bedeli alacağına ilişkin davalarda genellikle işletmecinin Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne bildirdiği formlarda yer alan üretim ve satış miktarı üzerinden, sözleşmede yer verilen şart ve oranlara göre hesaplama yapılmaktadır. Oysa Yargıtay kararları hesaplamanın sadece formlardaki rakamlar üzerinden değil, işletmecinin ticari defterlerindeki kayıtlara göre elde edilen ve Genel Müdürlüğe bildirilmeyen kazançlar da dahil edilerek hesap edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır[3]. Taraflar arasındaki sözleşme hesap modelini belirleyici unsur olmaktadır.
4- Rödovans Sözleşmesinin Ruhsat Sahibi Tarafından Feshi ve İşletmecinin Tahliyesi
Rödovans sözleşmesi Türk Borçlar Kanununun “Ürün Kirası” başlıklı bölümü uyarınca feshedilebilecek ve bu bölümde genel hükümlere gönderme yapılması nedeniyle genel kira sözleşmesinin tahliyesine ilişkin hükümlere tabii olacaktır[4]. Ürün Kirası başlıklı bölümde düzenlenen ve 362/2 hükmünde belirtilen 60 günlük süre rödovans sözleşmelerinin feshinde kritik rol oynar. Rödovans bedelinin ödenmediğini iddia eden ruhsat sahibi, sözleşmeyi feshedebilmek için işletmeciye 60 gün süre verdiği bir ihtarname veya ödeme emri göndermek zorundadır. Aksi takdirde temerrüt oluşmadığından tahliye kararı verilemeyeceği[5] gibi, sözleşme de feshedilemeyecektir[6] (TBK 315, TBK 362/2).
5- Rödovans Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalarda Görevli Mahkeme
Rödovans sözleşmesi temel olarak ürün kirası sözleşmeleri niteliğinde olup, HMK madde 4 düzenlemesi gereğince görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 14/03/2018 tarihli 2017/2873 Esas 2018/2486 Karar sayılı ilamında da: "Mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. " gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
6- Rödovans Sözleşmelerinden Kaynaklanan Uyuşmazlıklarda Kiralanan Yerin Tahliyesinin İspatı da Anahtar Teslim Şartına Bağlı Mıdır?
Araba, ev, kasa gibi girişi kilitli ve anahtara bağlı yer ve eşyanın kiralanması halinde kiracı burayı fiilen tahliye etmekle yetinemez. Aynı zamanda anahtarı da usulüne uygun teslim etmeli ve teslim ettiğini ispat etmelidir. Bu kural rödovans sözleşmesi uyarınca kiralanan yer için de geçerlidir. Kiracı işletmeci ruhsat sahibine anahtarı usulüne uygun teslim ettiğini ispat etmediği sürece kira borcundan sorumlu olmaya devam edecektir. Ta ki ruhsat sahibinin fiilen alan üzerinde hakimiyet sağladığı tarihe kadar[7].
Sonuç Olarak
Rödovans sözleşmeleri atipik sözleşmelerdir. Kural olarak ürün kirasına ilişkin hükümlere tabii olmaları nedeniyle, fesih prosedürü, tahliye prosedürü, rödovans bedelinin ödenmemesi halinde yapılacak icra takibi, açılacak davalar gibi hususlarda ürün kirasına ilişkin hükümler ve onun da atıf yaptığı kira sözleşmelerinin genel hükümleri uygulanacaktır. Ayrıca burada sözleşme serbestisi kapsamında tarafların akdettikleri teferruatlı sözleşmelere de tam itibar edilmesi gerektiği, uyuşmazlıkların özellikle bu sözleşmeye göre çözülmesi gerektiği açıktır.
Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 15.10.2021
[1] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.10.2006 tarihli, 2006/11-617 E. - 2006/642 K sayılı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05.07.2017 tarihli, 2017/6471 E. - 2017/11091 K. sayılı kararlarında da belirtildiği gibi.
[2] Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 23.10.2019 tarihli, 2019/4548 E. - 2019/8287 K. sayılı kararı
[3] Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 17.03.2021 tarihli 2021/35 E. - 2021/2813 K sayılı kararı: “Buna göre; tarafların özgür iradeleri ile imzalamış oldukları sözleşme hükümleri esas olmak üzere, Maden İşleri Genel Müdürlüğü'ne sunulan satış bilgi formlarının yanında, davalı-birleşen davacı ticari defterleri, uyuşmazlık konusu yıllara ait tüm sevk fişlerini, fatura dökümleri ve satış ortalama birim fiyatlarının incelenmesi ve karşılaştırılması neticesinde varsa eksik ödenen rödovans bedelinin tespiti gerekmektedir.”
[4] Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 17.12.2019 tarihli, 2019/3386 E. - 2019/10213 K. sayılı kararı: “Taraflar arasındaki kira sözleşmesi mahkemenin de kabulünde olduğu gibi hasılat kira sözleşmesinin bir çeşidi olan rödovans sözleşmesi niteliğindedir.”
[5] Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 17.12.2019 tarihli, 2019/3386 E. - 2019/10213 K. sayılı kararı: Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesi hükmü uyarınca, temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür.
[6] Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 17.12.2019 tarihli, 2019/3386 E. - 2019/10213 K. sayılı kararı: “Davacı, dava dilekçesinde; sözleşmenin feshi nedeni olarak rödovans bedellerinin ve ruhsatın devri nedeniyle ödenmesi gereken bedellerin ödenmediğini iddia ederek, davalının sözleşmeye aykırı davrandığından, sözleşmenin feshini talep etmiştir. Kira bedelinin ödenmemesi, TBK'nda özel bir sözleşmeye aykırılık hali olarak emredici olarak düzenlenmiştir. Ruhsat bedeli de rödovans sözleşmesi kapsamında bir kira bedeli ödemesi sayılacağı için, TBK'nın 362/2 maddesi gereğince, ihtarlı ödeme emrinde hasılat kiralarında öngörülen en az 60 günlük ödeme süresinin verilmesi gerekmektedir. Davalıya, 60 gün süreli ihtar gönderilmediği anlaşılmaktadır. Davalıya, rödovans bedelinin ödenmemesi nedeniyle 60 günlük ihtarlı ödeme emri veya ihtar gönderilmediğinden; sözleşmenin feshi isteminin bu nedenle reddi gerekir. Mahkemece, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde talebin kabulüne karar verilmesi doğru değildir.”
[7] “Olayımızda; Davalı kira sözleşmesinin feshinden sonra kiralananı 2007 yılı Şubat ayına kadar kullandığını sonrasında tahliye ettiğini bildirmiş ise de mecurun tahliye edildiği tarihi ispat edememiştir.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 23.10.2019 tarihli, 2019/4548 E. - 2019/8287 K. sayılı kararı)