1- Karşı Vekalet Ücretinin Müvekkile Ait Olacağına Dair Vekalet Sözleşmelerinin Geçerliliği
Avukat ve müvekkil arasında akdedilen vekalet sözleşmesinde, karşı vekalet ücretinin tamamının veya bir kısmının iş sahibi müvekkile ait olacağına dair sözleşme hükümlerinin geçerliliği Avukatlık Kanununun 164/5 hükmünün emredici nitelikte olup olmadığına göre değişiklik gösterecektir. Söz konusu düzenlemenin emredici nitelikte olmadığı ve aksine sözleşmelerin geçerli olacağı yönündeki Yargıtay kararları ve hatta AYM kararı mevcut ise de biz bu görüşlere katılmıyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin güncel kararı ve ilgili bölümü şöyledir: “Nitekim dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücretinin avukata ait olacağını öngören itiraz konusu kuralın emredici hukuk kuralı olmayıp tamamlayıcı bir hukuk kuralı olduğunda kuşku yoktur. Bu bağlamda itiraz konusu kuralın tarafların özgür iradeleri ile düzenleyecekleri avukatlık sözleşmelerinde ücret kararlaştırılırken dava sonunda karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukatlık ücretine dâhil edilip edilmeyeceği hususunu gözeterek düzenleme yapmalarını engellemediği açıktır.” (Anayasa Mahkemesi’nin 10.04.2019 tarih ve 2017/154 E. – 2019/18 K. sayılı dosyası)
4667 sayılı Kanunun 77. Maddesi ile değiştirilen Av. Kanununun 164/5 hükmü, değişiklik öncesi dönemde “aksi sözleşme ile kararlaştırılmadıkça … avukata aittir” şeklinde iken, sözleşme ile aksinin kararlaştırılabileceğine dair düzenleme 02.05.2001 tarihinde yürürlükten kaldırılmıştır. Bu düzenleme kanun koyucunun açık iradesini göstermektedir. Aksi yöndeki görüşlere ve kullanılan geniş yorum yöntemleri katılmıyoruz. Netice itibari ile biz katılmasak da avukatın sadece karşı vekalet ücretine dava bakması sözleşmesel ilişki kapsamında mümkündür. Türkiye Barolar Birliği'nin mesleki disiplin mevzuatı kapsamında konuya böyle bakmadığını, sadece karşı vekalet ücretine dava bakan avukatın disiplin cezasına çarptırıldığı da hatırlatılmalıdır.
2- Karşı Vekalet Ücretinin Müvekkile Ait Olacağına Dair Sözleşmelerin Vergisel Yönü
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 09.02.2011 tarihli ve B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-GVK-65-9-67 sayılı özelgesinde belirtilen görüşe göre bu türden sözleşmeler vergi dairesini bağlamayacaktır. Özelgeye konu olayda özetle; banka ile Avukat arasında yapılan vekalet sözleşmesinde karşı vekalet ücretinin yarısının bankaya ödeneceği kararlaştırılmıştır. Bu sözleşme gereğince Avukatın yalnızca karşı vekalet ücretinin yarısı kadar gelir elde ettiği, kalan kısmı müvekkiline aktardığı açıktır. Ne var ki vergi dairesi, aşağıdaki bölümde aynen aktarılan gerekçelerle, Avukat tarafından iki makbuz düzenlenmesi gerektiği, karşı tarafa düzenlenecek makbuzun karşı vekalet ücretinin tamamını kapsamasının zorunlu olduğu, müvekkile düzenlenecek makbuzun da “bedeli tahsil edilmemiştir” şeklinde sadece KDV yönünden düzenleneceği belirtilmiştir. Özelgede:
“Yine Avukatlık Kanunu'nun 4667 sayılı Kanunla değişik 164 üncü maddesinin son fıkrasında; "...Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez." hükmüne yer verilmiştir.
Ayrıca 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasında "Vergi kanunlarıyla kabul edilen haller müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna müteallik özel mukaveleler vergi dairelerini bağlamaz" hükmü yer almıştır.
Yukarıdaki hüküm ve açıklamalara göre, vergiye müteallik sözleşmeler vergi idaresini bağlamayacağından, İş Bankası ile aranızda yapılan sözleşmeye istinaden düzenlediğiniz serbest meslek makbuzu karşılığında tahsil ettiğiniz avukatlık ücretinin ½ ‘sinin adı geçen bankaya bırakılması, vekalet ücretinin tamamının tarafınızca elde edildiğinin kabulüne engel teşkil etmeyecektir.
Bu itibarla, dava ya da icra takibi sonunda karşı taraf aleyhine avukatlık asgari ücret tarifesine göre takdir ve hükmedilecek olan avukatlık ücreti, tarafınızca verilen bir serbest meslek hizmeti dolayısıyla elde edilen serbest meslek kazancı olup, tarafınıza hükmedilen avukatlık vekalet ücretinin tamamı üzerinden ödemeyi yapan adına serbest meslek makbuzu düzenlenmesi gerekmektedir.”
Aynı şekilde Samsun Vergi Dairesi Başkanlığı’nın B.07.1.GİB.4.55.15.01-2011-GVK-ÖZE-213-83 sayılı ve 23/02/2012 tarihli özelgesine konu olayda, karşı vekalet ücretinin % 30’unun müvekkiline bırakıldığı belirtilerek makbuzda stopajın ve KDV’nın % 70 karşı vekalet ücreti tahsil edildiği için bu tutardan gösterilip gösterilemeyeceği hakkında sorulan soruya Vergi Dairesi şöyle görüş belirtmiştir:
- “Tarafınıza hükmedilen avukatlık vekalet ücretinin tamamı üzerinden ödemeyi yapan adına düzenlenecek serbest meslek makbuzuna istinaden %20 gelir vergisi tevkifatı yapılması ve ödemenin tamamının serbest meslek kazancına hasılat olarak dahil edilmesi gerekmektedir.”
- “… avukatlık vekalet ücretinin %30'luk kısmı da dahil toplam bedel üzerinden katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir.”
- “… sözleşmeye istinaden tarafınızca tahsil edilmiş tutardan kuruma bırakılan %30'luk kısmın, kurum tarafından Vergi Usul Kanunu uyarınca düzenlenen geçerli bir belgeye dayalı olarak (fatura düzenlenmesi halinde) Gelir Vergisi Kanununun 68 inci maddesinin 1 inci fıkrasına göre indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.”
3- Sadece Karşı Vekalet Ücretine Dava Bakan Avukatın Kendi Müvekkiline de Makbuz Düzenlemesinin Zorunlu Olduğu Hakkında
Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 49327596-120[65.GVK.2013.29]-259 sayılı ve 11.10.2013 tarihli özelgesine konu edilen görüş talebi şöyledir:
“1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164 üncü maddesinin 4 üncü fıkrası gereği avukatın ücretsiz olarak takip ettiği davalar ve hukuki yardımlar ile mesleki dayanışmanın gereği olarak takip edilen davalar ve sunulan hukuki yardımlar söz konusu olduğunda KDV tahakkuk ettirilip ettirilmeyeceği konularında özelge talep ettiğiniz anlaşılmıştır
…
Buna göre, avukatlık hizmetinin verilmesinde, Avukatlık Kanunu ve Tarife hükümleri çerçevesinde belirlenen asgari ücretten daha düşük bir hizmet bedelinin uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Söz konusu ücret tarifesinde belirtilen tutardan daha düşük bir tutar uygulanması ya da hiç ücret alınmaması halinde, katma değer vergisinin söz konusu tarifedeki tutar üzerinden hesaplanması gerekmektedir.”
Sonuç Olarak
Avukat ile müvekkil arasındaki sözleşmede karşı vekalet ücretinin bir kısmının veya tamamının müvekkile ait olacağına yönelik sözleşmelerin geçerli olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından da kabul edilmiş durumdadır. Ne var ki vergi daireleri bu sözleşmelerin kendilerini bağlamayacağı, tam karşı vekalet ücreti tahsil edilmiş gibi makbuz düzenlenmesi gerektiği görüşündedir. Bu görüşün en azından gelir vergisi yönünden hatalı olduğu, tahsil edil(e)meyen bir alacağın tahsil edilmiş gibi makbuz düzenlenmesinin istenemeyeceği açıktır. Kaldı ki tahsil edilmeyen tutarlar yönünden gelir vergisine esas serbest meslek makbuzu düzenlenmeyeceği Kanun gereğidir. Bunun yanında avukatın takip ettiği davada sadece karşı vekalet ücreti ile iş yapması halinde ortaya çıkan sözleşmesel ilişkinin de vergi dairesini bağlamayacağı, en az asgari ücret tarifesindeki tutar üzerinden “bedeli tahsil edilmemiştir” şeklinde sadece KDV yönünden makbuz düzenlenmesi gerektiği belirtilmektedir.