Şirket Yetkilisinin Vekaletnamesi ile Hareket Edenlerin SGK Borçlarından Sorumluluğu

1- Yöneticilerin SGK Borçlarından Sorumluluğu

5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi ile “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur” şeklinde düzenlenen hüküm şirket yöneticilerinin sorumluluğuna ilişkin özel kural niteliğindedir. Yapılan bu düzenleme ile tüzel kişiliği haiz özel kuruluşta (şirket, dernek, vakıf vs) görev yapan yönetim kurylu üyelerinin primlerin ödenmesinden işveren ile  birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıkça belirtilmiştir.

Düzenlemede, tüzel kişiliğin yetkilisi tarafından vekaletname düzenlenmesi suretiyle temsile yetkili hale getirilen vekilin sorumluluğuna ilişkin olarak herhangi bir hükme yer verilmemiştir. Bu nedenle konuya ilişkin boşluğun doldurulması yargı kararlarına bırakılmıştır.

2- Şirket Yetkilisi Tarafından Vekaletname Verilmesi Suretiyle Temsilci Atanması

Uygulamada özellikle aile şirketi olarak nitelendirilen limited şirketlerde sıklıkla görüldüğü üzere, şirketi temsile yetkili kılınmış kişilerce çok geniş yetkiler içerir vekaletnameler düzenlenmekte, bu vekaletname ile şirketi temsile yetkili kişi veya kişiler yaratılmaktadır. Bu kişilerin vekil eden adına hareket ettiği ve şahsi sorumluluklarının bulunmaması gerektiği savunulmakta ise de Yargıtay uygulamasının bu yönde olmadığı görülmektedir. Nitekim Yargıtay güncel bir kararında[1] konuyla ilgili şu ifadelere yer vermiştir:

“Dava dışı şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan ... tarafından davacıya verilen 21.08.2015 tarihli vekaletname uyarınca, bir şirket ortağı ve yetkilisinin sahip olduğu tüm yetkilerin davacıya verildiği anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık, davacının resmen şirket ortağı ve yetkilisi olmamasına rağmen şirketin kuruma karşı olan borçlarından sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasındadır.

Davanın yasal dayanaklarını oluşturan, 506 sayılı Yasa’nın 80/12. maddesinde; sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkililerinin Kurum'a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, 5510 sayılı Yasa'nın 88. maddesinde de Kurum'un sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin Kurum'a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir.

Somut olayda; dava dışı şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan ... tarafından davacıya verilen 21.08.2015 tarihli vekaletnamede, davacıya şirket müdürü olarak atanması halinde verilebilecek yetkilerden daha fazla yetkinin verildiği, vekaletname uyarınca davacının şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğunun anlaşıldığı, şirket müdürünün sorumluluğunun şirketi temsil ve ilzam yetkisinden kaynaklandığı gözetildiğinde, bir şirket ortağı ve yetkilisinin sahip olduğu tüm yetkilerin davacıya verildiği sabit olup davacının fiilen işveren vekili olarak kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir.”

Sonuç Olarak

Yukarıda paylaşılan kararda da ifade edildiği üzere şirketi temsile yetkili kişi tarafından düzenlenen vekaletname ile fiilen şirketi temsile yetkili kılınan kişilerin şirketin SGK borçlarından, şirketi temsile yetkili kişiler gibi sorumlu tutulması gerektiği ifade edilmektedir. Burada vekaletname ile vekile verilen yetkilerin ciddi öneme sahip olduğu tartışmasız ortadadır. Şirketin borçlarından sorumluluk için yöneticilerin temsile yetkili olması gerektiği yönündeki şart mevcut düzenlemede aranmıyor ise de şirketin birtakım işlerini yürütmek üzere sınırlı yetki ile donatılmış vekillerin, müdür yahut yönetim kurulu üyesi vasfında kabul edilemeyeceği ortadadır. Bu nedenle vekaletnamenin kapsamı sorumluluk sınırları için belirleyici olacaktır.

Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 28.02.2023

 

[1] Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin  06.06.2022 tarihli, 2022/5979 E. - 2022/8504 K. sayılı kararı

Kadir Uyanık

Av. Kadir Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Ticaret Hukuku alanında yüksek lisans eğitimi görmektedir. Çalışmalarını Ticaret Hukuku ve Şirketler Hukuku alanında yoğunlaştırmıştır.