Ticari Deftere İşlenen Fatura ve Malın Teslim Edilmediği İddiasının İspatı

1- Faturanın Deftere İşli Olduğu ve Alacaklının Alacağının Ödenmediği Senaryoda Malın Teslim Edilmediği İddiasının Dinlenip Dinlenmeyeceği Hakkında

Deftere İşlenmiş Faturanın Varlığında İspat Yükü Malların Teslim Edilmediğini İddia Eden Taraf Üzerindedir

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 01.06.2022 tarihli, 2021/232 E. - 2022/4294 K. sayılı kararı

Davacı vekili, müvekkili Gül İpek Kumaş ve İplik Ticaret ve San. A.Ş. ile davalı ... Tekstil Dış Ticaret Ltd. Şti. arasında boyalı bez kumaş satımına dayalı sözleşme imzalandığı, müşteri sipariş formunda tarafların imzaları yok ise de tarafların iletişimlerini E-Posta yoluyla sürdürdüklerini, davalı tarafça düzenlenip müvekkiline gönderilen 09/11/2015 tarihli Müşteri Sipariş Formunun sözleşme niteliğinde olduğunu, davalı yanın bakiye borcu olan 76.572,74 TL'yi ödememesi üzerine müvekkilinin alacağını teminen Bursa 12. İcra Müdürlüğü'nün 2016/6952 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı borçlunun icra takibine itiraz ile müvekkili şirket adına böyle bir mal, fatura ve irsaliyenin teslim alınmadığını iddia ettiğini, bir tacirin ticari defterlerine işlediği malları teslim almadığını iddia etmesinin mümkün bulunmadığını, ayrıca davalı şirketin bu bakiyenin kayıtlarında gözüktüğüne dair mutabakat belgesini de imzaladığını, ayrıca BA-BS mutabakatında da fatura yönünden tarafların mutabık olduğu hususunun tespit edildiğini, anılan nedenlerle davalı tarafça ticari defterlerine işlediği faturaya TTK 21/2 maddesi uyarınca itiraz da etmediğini ileri sürerek itirazının iptali ile icra takibinin devamına, % 20'sinden az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştirtir.

Davalı vekili, müvekkili şirket temsilcisinin davacı şirket ile mal alımı konusunda hiç bir görüşmesinin olmadığını, muhasebecisinin ise şirket adına sipariş verme, mal alımı gibi konularda yetkili olmadığı halde anılan faturayı sehven işleme koymuş olabileceğini, yıllık cironun 15.000,00 TL olup davacı şirketin sevk ettiğini iddia ettiği malların şirket bünyesinde kim tarafından hangi şartlarda sipariş edildiğinin belli olmadığını, müvekkili şirket kayıtlarında böyle bir şey bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafın davacı şirketçe düzenlenmiş iki adet fatura tutarı olan 76.572,74 TL tutarında alacağı davacı şirketle olan ilişkinin takip edildiği hesaba alacak olarak kayıt ettiğinin tespit edildiği, davacı tarafın dava dosyasına sunulan 01/12/2015 ve 23904 no'lu fatura muhteviyatına ait ticari malların 01/12/2015 tarih ve 013107 nolu sevk irsaliyesi ile davalı adresine sevk edildiği, bu aşamada faturayı ticari defterlerine işleyen davalı darafın TTK 21/2. maddesi uyarınca faturaya açıkça itirazda da bulunmadığı, malların teslim edilmediği yönünde bu aşamada itirazda bulunamayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile icra takibine itirazın iptaline, icra takibinin talepnamedeki miktar ve koşullar ile birlikte devamına, alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla asıl alacağın %20 si tutarında hesap edilen 15.314,54-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili istinaf etmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, cari hesap borcuna konu 01.12.2015 tarihli 73.634,25TL'lik fatura ile 31.03.2016 tarihli kur farkı faturasının davalı yanca benimsenerek ticari defterine kaydedildiği, davalı faturaya konu malların teslim edilmediğini savunmuş ise de; faturaların davalının ticarî defterlerinde kayıtlı olmasının davalının bu fatura içeriği malları teslim aldığına dair karine oluşturduğu, karinenin aksinin ispat yükümlülüğünün davalıya ait olduğu, davalının savunmasını ispatlayamadığı, davacı yanca fatura asılları ve sevk irsaliyesi aslının ibraz edildiği, mevcut delil durumu itibarı ile davacının defterlerinin incelenmemesinin esasa etkili olmayacağı, davacının takipte işlemiş faiz talebi olmadığından davalının bu hususta eksik inceleme yapıldığı iddiasının yerinde olmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.(ONANMASINA)

Deftere İşlenmiş Faturanın Varlığında Alacaklı Lehine Oluşan Karine

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20.06.2022 tarihli, 2021/453 E. - 2022/5075 K. sayılı kararı

Davacı vekili, davacı şirketin davalıya iş güvenliği malzemesi satışı yaparak 05.12.2017 tarih ve A-000571 nolu fatura ile teslim ettiğini, 27.02.2018 tarihinde davalı tarafından gönderilen ihtarname ile iade faturası düzenlenerek davacıya gönderildiğini, ödenmeyen fatura bedeli için davalı hakkında başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, icra takibinin varlığı şüpheli bir borca ilişkin olduğunu, davacı şirketin dava dışı ... tarafından kurulduğunu, bu kişinin aynı zamanda bir müddet davalı şirketin operasyon müdürü olduğunu, müdürlük görevi esnasında davalının ihtiyaçlarını tam olarak bilecek konum ve pozisyonda olduğu için kurucusu ve yöneticisi olduğu davacı şirket üzerinden mal alımı yaptığını ve bu durumu davalı şirket yetkililerinden sakladığını, söz konusu iş ilişkisi süresince davalı şirkete davacı firmadan ihtiyacın üzerinde ve fahiş fiyatla iş kıyafetleri satıldığını, dava dışı ... işten ayrıldıktan sonra davacı şirket tarafından dava konusu faturanın tahsili hususunda davalı şirkete ihtarname gönderildiğini, bu ihtardan hemen önce ...’nin hisselerini haksız menfaat ilişkisinin ortaya çıkmasını engellemek amacı ile yakını ...'a satarak devrettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, konusu 05.12.2017 tarihli 123.281,79 TL bedelli faturanın davalının ticari defterine kayıt edildiği, iade faturasının ise 22.02.2018 düzenlendiği, 6102 sayılı TTK'nın 23/2. maddesine göre faturayı alan aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde itiraz etmez ise faturanın münderecatını kabul etmiş sayılacağı, davalı tarafın davacı şirketin davalı şirkette operasyon müdürü olarak çalışan ... tarafından kurulduğunu, ...'ın davalı şirketin ihtiyaçlarını tam olarak bilecek konum ve pozisyonda olduğu, kurucusu ve yöneticisi olduğu, Ekim 2016 tarihinde mal alımı yapılmaya başlanmış, söz konusu iş ilişkisi süresince davalı şirkete davacı firmadan ihtiyacın üzerinde ve fahiş fiyatla iş kıyafetleri satıldığını iddia etmiş, davalının davacı şirket ve dava dışı ... hakkında dolandırıcılıktan dolayı şikayetçi olması sebebi ile soruşturma başlatılmış ise de, davacının davalıya malları satıp teslim ettiğinin sabit olduğu, malların bedelinin fahiş fiyatla satılmasına ilişkin iddianın işbu itirazın iptali davasında incelenemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının icra dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin 123.281,79 TL üzerinden devamına, asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, somut olayda, davalının fatura konusu malın teslim edilmediğine ilişkin bir savunmasının bulunmadığı gibi, davalı tarafından faturanın ticari defterlerine kaydedilmesinin malın teslim edildiğine ilişkin davacı lehine bir karine olduğu, davalının ticari defterlerine kaydettiği faturaya yasal (8) günlük süresinde itiraz etmemesi halinde davacı/alacaklının HMK'nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği, davalının fatura bedelini ödediğine ilişkin savunma ve yazılı bir delil de ileri sürmediği, bu durumda davacının icra takibine konu fatura karşılığı ve fatura tutarında alacaklı olduğunu ispatladığı, davalının dava dışı ...'nin davacı şirketin kurucusu olduğunu ve aynı zamanda davalı şirkette 16/05/2016-10/11/2017 tarihleri arasında çalıştığını, sahibi olduğu davacı şirket üzerinden ihtiyacın üzerinde ve fahiş fiyatlardan mal alımı yaptığını savunmuş ise de, dosya kapsamı delillere göre adı geçen kişinin davalı şirkette operasyon müdürlüğü görevi yaptığı, görev tanımlarına göre mal satın alınması kararı verme ve mal satın alma yetkilerinin bulunmadığı, mal satın alma yetkisinin davalı şirketin başka yetkililerine ait olup bu yetkililerin kararı ile de faturaya konu malların davacı şirketten alındığı, Kocaeli 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/14 Esas sayılı dosyasında ... hakkında “Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma” suçundan görülen davanın sonucunun eldeki davayı etkileyecek mahiyette bulunmadığı, sözü edilen ceza davasının ancak davalı şirket ile ... arasında görülebilecek bir hukuk davası bakımından delil olabileceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. (ONANMASINA)

2- Teslim Olgusunun Ayrıca İspatının Gerekip Gerekmediği Hakkında

Faturanın Deftere İşli Olduğu Senaryoda Ayrıca Teslimin İspatı Gerekmez, Malların Teslim Edilmediği İddiası İspatlanmalıdır

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 23.06.2021 tarihli, 2020/5198 E. - 2021/5319 K. sayılı kararı

Davacı vekili, davacı ile davalı arasında ticari bir ilişki olduğunu, teslim edilen mallara karşılık 4 adet fatura düzenlendiğini, alacağın ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davalının davacıdan teslim aldığı faturalar içeriğindeki mallardan 138.349,04 TL tutarındaki malın teslim edilmediğini, teslim edilmeyen fatura konusu mal bedelinin haksız olarak talep edildiğini, fatura konusu malları teslim ettiğini ispat külfetinin davacıda olduğunu savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine % 20 tazminata hükmedilmesini istemiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, takip konusu yapılan 4 adet faturanın davalı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının defterlerinin aleyhe delil teşkil edeceği ve davacının mal teslimini bu şekilde kanıtlamış bulunduğu, bu durumda fatura bedellerinin ödendiğini davalının ispatlaması gerektiği, ancak ödemeye ilişkin herhangi bir kanıt sunulmadığı, takibe konu alacak için davalının temerrüte düşürülmediği, bu nedenle işlemiş faiz yönünden temerrüt şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının Karaman 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/3831 Esas sayılı dosyasında asıl alacak yönünden yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin bu miktar yönünden devamına, işlemiş faiz yönünden talebin reddine, asıl alacak likit ve belirlenebilir olmakla asıl alacağın % 20'si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. (ONANMASINA)

Faturanın İşli Olduğu Senaryoda, Teslim Karinesi Vardır, Karinenin Aksi “Teslim Edilmediğini” İddia Eden Tarafça İspat Edilmelidir

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 21.06.2021 tarihli, 2020/3222 E. - 2021/5256 K. sayılı kararı

Davacı vekili, davacının davalıdan olan alacağı nedeniyle davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, davacının tüm edimlerini yerine getirerek malları teslim ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir

Davalı vekili, taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunmadığını, davacı tarafından teslim edilmiş bir mal bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ve davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının düzenlemiş olduğu faturanın davalıya tebliğ edildiği, davalı ticari defterlerinde de bu faturanın kayıtlı olduğu fatura itibariyle hizmet ve malın alındığının kabulü ile takip konusu asıl alacak miktarı itibariyle davacının davalıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, davaya ve takibe konu davacı tarafça kesilen faturanın takip tarihi itibarıyla davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup bedelinin ödendiğine ilişkin bir kaydın yer almadığı, davalı her ne kadar fatura içeriği malların teslim edilmediğini, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını belirtmiş ise de, söz konusu faturayı ticari defterlerine kaydettiği ve süresi içinde faturaya itiraz etmediği, buna göre fatura içeriği mal veya hizmetin teslim alındığı yolundaki karinenin aksinin yani mal veya hizmetin teslim edilmediğinin ispat külfetinin davalıda olduğu, davalının fatura içeriği mal veya hizmetin teslim edilmediğini ispatlayamadığı, davalı iade faturası kesmiş ise de söz konusu iade faturasının icra takibinden sonra düzenlendiği, davalının ödeme savunmasında da bulunmadığı gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. (ONANMASINA)

Sonuç Olarak

Ticari davalarda, faturanın karşı taraf defterlerinde işli olması halinde alacaklı lehine teslim karinesi oluşur. Diğer bir deyişle alacaklı, mal veya hizmeti karşı tarafa teslim ettiğini ispat yükünden kurtulur. Bu aşamadan sonra karşı taraf malların teslim edilmediğini veya ödemenin yapıldığını ispatla yükümlü hale gelir. Malların teslim edilmediği iddiası ticari defterlerin aleyhinde kesin delil olması nedeniyle ancak aynı kuvvette kesin delil ile ispat edilebilir. Davalı tarafın defter tutmakla yükümlü kişilerden olmadığı hallerde teslim olgusunun hukuki fiil değil işlem olduğu da dikkate alınarak yazılı deliller ile davacı tarafından ispat edilmesi zorunludur. Faturanın tebliğ edilmiş olması ve faturaya itiraz edilmemiş olması halinde sözleşmeye uygunluk karinesi doğar ise de bu malların teslim edildiği anlamına gelmez. Konuyla ilgili detaylı bilgi için tıklayınız.

Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 21.11.2025

 

Kadir Uyanık

Av. Kadir Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Ticaret Hukuku alanında yüksek lisans eğitimi görmektedir. Çalışmalarını Ticaret Hukuku ve Şirketler Hukuku alanında yoğunlaştırmıştır.