Vasiyet Alacaklısı Miras Bırakandan Önce Vefat Etmişse Vasiyetnamenin Durumu Ne Olur

Giriş

Vasiyetname alacaklısının miras bırakandan önce vefat etmesi halinde, vasiyet alacaklısının mirasçılarının, vasiyetname sahibinin yasal mirasçılardan bu malı talep edemeyeceği Türk Medeni Kanunu’nda açıkça düzenlenmiştir. TMK madde 581 hükmüne göre, vasiyetnamede aksi yazılmamışsa, vasiyet alacaklısı miras bırakandan önce vefat etmişse, vasiyet alacaklısının mirasçıları herhangi bir talepte bulunamazlar. Vasiyetname sahibinin mirasçıları artık vasiyetteki bu malvarlığı değerini “verme” borcundan kurtulur. Fakat burada kimin “vasiyetname alacaklısı” kimin “atanmış mirasçı” olduğunu iyi anlamak ve bilmek gerekir. Miras bırakanın tek bir evi varsa ve bu “muayyen malı” vasiyet etmişse bu kişi “atanmış mirasçı” mı sayılır, yoksa “vasiyet alacaklısı” mı sayılır? Bu konudaki yazımız için tıklayınız.

Vasiyet Alacaklısının Miras Bırakandan Önce Ölmesi Halinde, Vasiyet Alacaklısının Mirasçılarının, Vasiyet Edenin Mirasçılarından Herhangi Bir Talepte Bulunamayacağı Hakkında Yargıtay Kararı

Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 19.10.2020 tarihli 2020/2949 E. , 2020/5735 K.

2-Türk Medeni Kanununun 581/2 maddesi gereğince, “Vasiyet alacaklısı olabilmek için miras bırakanın ölümü anında mirasa ehil olarak sağ olmak şarttır. Vasiyet alacaklısı miras bırakandan önce ölmüş ise, tasarruftan aksi anlaşılmadıkça, vasiyeti yerine getirme yükümlülüğü, vasiyet yükümlüsünün yararına ortadan kalkar.”

Dava konusu vasiyetnamenin incelenmesinden; davacı ve diğer lehtarlar lehine muris tarafından muayyen mal vasiyetinde bulunulduğu, lehtarın muristen önce ölmesi durumunda, bırakılan malın akıbeti konusunda bir açıklamanın bulunmadığı görülmüştür.

TMK.’nın 581/2 maddesinde yer alan “tasarruftan aksi anlaşılmadıkça” ifadesi bu kapsamdadır. Vasiyetnamede, lehtarın muristen önce ölmesi durumunda, bırakılan malın başka kişiye gideceği ya da terekeye geri döneceği şeklinde bir açıklık bulunmaması durumunda bu payın yasal mirasçılara intikal edeceği açıktır.

Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; dosya içerisinde yer alan kayıt ve belgelerden anlaşılacağı üzere, davacının annesi olan vasiyet alacaklısı ... Sayar, 21.05.2004 tarihinde vefat etmiş iken, muris ... ise, vasiyet alacaklısı ... Sayar’dan sonra 29.06.2012 tarihinde vefat etmiştir. Davacının annesi, miras bırakanın ölümü anında sağ olmadığına göre vasiyeti yerine getirme yükümlülüğü, vasiyet yükümlüsünün yararına ortadan kalkmıştır.

Öyle ise mahkemece; davacının dava açma hakkı bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Sonuç Olarak

Vasiyet alacaklısının, vasiyetname konusu malvarlığını talep edebilmesi için yapılması gereken işler sırası ile, vasiyetnamenin açılması ve bu kararın kesinleşmesi, vasiyetnamenin tenfizi davasının açılması ve bu kararın kesinleşmesi şeklindedir. Fakat vasiyet alacaklısının veya onun mirasçılarının bu haklarını kullanabilmesi için, vasiyet edenden sonra vefat etmesi ilk şarttır. Diğer bir deyişle, vasiyet alacaklısı, vasiyet edenden önce vefat etmişse, vasiyetnamede de aksi bir düzenleme yoksa, vasiyetname alacaklısının mirasçıları, vasiyetnamenin yerine getirilmesini isteyemezler. Bu uğurda hata ile açılacak vasiyetnamenin tenfizi davasında “vasiyet alacaklısının daha erken vefat ettiği” anlaşıldığında dava reddolacaktır. Şayet vasiyet alacaklısı daha sonra vefat etmişse, mirasçıları tarafından bu talep ileri sürülebilir. Bu konudaki detaylı bilgi için tıklayınız.

Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 07.05.2021

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.