1- Vasiyetnamenin İptali Davası Nedenleri ve Sınırlı Sayı İlkesi
Vasiyetnamenin iptali davaları, miras hukukunda önemli bir yere sahiptir. Zira vasiyetname düzenleme ve vasiyetname ile birtakım mirasçılar atama veya mal paylaşımı yapma yöntemi, miras bırakanlar tarafından oldukça sık kullanılır. Uygulamada vasiyetnamelerin herhangi bir nedenle iptal edilebileceği, “itiraz veya def’i” olarak ileri sürülebilecek gerekçelerin de iptal davasında kullanılabileceği sanılmakta ve açılan davaların büyük bölümü hukuki yarar yokluğundan reddedilmektedir. Oysa vasiyetnamenin iptali davası açabilmek için Kanun’da sınırlı sayılan şu dört halden birinin bulunması gerekir: i. Miras bırakanın ehliyetsiz olması, ii. Vasiyetnamenin irade sakatlığı içinde düzenlenmesi, iii. Hukuka veya ahlakı aykırı içerik/şartlar içermesi, iv. Şekil eksikliği.
Bu sayılan hallerin dışında bir nedenle vasiyetnamenin iptali istenemez. Uygulamada en sık karşılaşılan hata, “vasiyetnamenin daha sonra yapılan bir tasarruf ile yani dönme yolu ile aslında ortadan kaldırıldığı” gerekçesi ile iptal davası açılmasıdır. Bu gerekçe ile iptal davası açılamayacağı, bu gerekçenin vasiyetnamenin tenfizine yönelik istihkak davasında def’i olarak ileri sürülmesi gerektiği açıktır.
2- Vasiyetnamenin İptali Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Vasiyetnamenin iptali davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleridir. Vasiyetnamenin iptali davasında yetkili mahkeme ise murisin son yerleşim yeridir. Son yerleşim yeri (MERNİS) kayıt sisteminde mevcut değilse, vasiyetnamenin düzenlendiği noterliğin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir (Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 02.11.2020 tarihli, 2020/7547 E. , 2020/9003 K.).
3- Vasiyetnamenin İptali Davalarında Hak Düşürücü Süre ve Başlangıç Tarihi: Yargıtay Görüş Değişikliği
Türk Medeni Kanunu’nun 559. Maddesi ile ölüme bağlı tasarrufların iptali talepli davalara ilişkin hak düşürücüleri süreleri düzenlenmektedir. Düzenlemeye göre, vasiyetnamenin iptali davası açma süresi bir yıl olup, bir yıllık süre “vasiyetnamede düzenlenen tasarrufları, bu tasarrufların iptal sebeplerinin varlığını ve dava hakkının bulunduğunu” öğrenme ile başlar. Öğrenme hali uygulamada çoğu kez, “vasiyetnamenin açılmasına” ilişkin Noterlik talebinin ve vasiyetnamenin Sulh Hukuk mahkemesi tarafından mirasçılara tebliği ile gerçekleşir. Her bir mirasçı kendilerine tebligat yapılmasının ardından bir yıllık süre içinde vasiyetnamenin iptali için dava açmalıdır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 27.10.2020 tarihli, 2020/3118 E. , 2020/6145 K.
“Her ne kadar, Dairece verilen önceki kararlarda; mirasçılar tarafından vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkisi istemiyle açılan davalarda, bir yıllık hak düşürücü sürenin, vasiyetnamenin TMK’nın 595 ila 597 nci maddeleri uyarınca sulh hukuk mahkemesince açılıp okunmasına dair kararın kesinleştiği tarihte işlemeye başlayacağı kabul edilmiş ise de, yukarıda belirtilen kanun maddelerinin açık hükmü doğrultusunda Dairece görüş değişikliğine gidilmiş ve bir yıllık hak düşürücü sürenin, iptal davalarında; davacının vasiyetnameyi, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, tenkis davalarında ise saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayacağı görüşü kabul edilmiştir(Dairece verilen 14/01/2020 tarihli ve 2019/4002 E. 2020/80 K. sayılı karar da aynı yöndedir).
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının, mirasbırakanın 27/11/2012 tarihinde ölümü ile mirasçı sıfatını kazandığı, mirasbırakana ait el yazılı vasiyetnamenin, açılması için teslim edildiği ... Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından davacıya 25/11/2013 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla davacının vasiyetnameyi ve buna bağlı olarak saklı payının zedelendiğini bu tarihte öğrendiği, 09/12/2013 tarihinde verdiği cevap dilekçesi ile de vasiyetnamenin (yapıldığı tarihte) ehliyetsizlik ve şekil eksikliği nedenleriyle geçersiz olduğunu bildirdiği, dolayısıyla davacının vasiyetnameyi, iptal sebeplerini ve saklı payının zedelendiğini öğrendiği 25/11/2013 tarihi ile işbu davayı açtığı 27/02/2015 tarihi arasında TMK’nın 559 ve 571 inci maddelerinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu anlaşılmaktadır.”
4- Vasiyetnamenin Hükümsüzlüğünün Def’i Olarak Her Zaman İleri Sürülebilmesi
Her ne kadar vasiyetnamenin hükümsüzlüğü def’inin her zaman ileri sürülebileceği (iptale ilişkin hak düşürücü sürelere takılmayacağı) madde metninde düzenlenmiş ise de vasiyetnamenin açılması kararı üzerine hak sahibi haline gelen atanmış mirasçıya verilecek veraset ilamı ile taşınmazların devri mümkün hale geleceğinden, ortada def’inin ileri sürülebileceği bir dava olmayacaktır. Ancak vasiyetname alacaklısının mirasçılara karşı açacağı istihkak davasında def’i olarak hükümsüzlük iddiası bir yıllık süre bakmadan ileri sürülebilir. Bu nedenle mirasçıların, özellikle mirasçı ataması içeren vasiyetnamenin iptali için hak düşürücü süre içerisinde iptal davası açması ve iptal nedenlerini ileri sürmesi büyük öneme sahiptir.
5- Vasiyetnamenin Açılması Davasında Bir Aylık İtiraz Süresinin Anlamı
Sulh Hukuk hakimi tarafından vasiyetnamenin açılmasına ve okunmasına ilişkin tespit niteliğindeki yargılamada, mirasçının kendisine yapılan tebligat üzerine mahkemeye gidip itirazda bulunması şart değildir. İtirazın bu aşamada ileri sürülmemesi vasiyetnamenin iptali davası açılmasına engel oluşturmaz. Fakat bu yargılamada ileri sürülecek itirazın pratik bir değeri vardır. Vasiyetnamenin açılması yargılamasında itiraz ederek vasiyetnamenin açılmasına engel olunamayacak, yalnızca bir aylık sürede iptal davası açılacağı mahkemeye bildirilecek ve bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiği bildirilecektir. Bu sürede iptal davası açılmaması ve bu hususun itiraz olarak mahkemeye sunulmaması halinde sürenin sonunda atanmış mirasçıya veraset ilamı verileceğinden, atanmış mirasçının tapuda kendi adına tescil işlemlerini yürütmesi mümkün olacaktır.
Sonuç Olarak
Vasiyetnamenin açılması talepli olarak Noterlik eliyle Sulh Hukuk hakimliğine gönderilen vasiyetnameye bir aylık süre içerisinde itiraz edip etmediğine bakılmaksızın, mirasçılar, vasiyetnameyi öğrendikleri tarihten sonra bir yıl içerisinde vasiyetnamenin iptali için asliye hukuk mahkemesinde dava açabilirler. Bu davanın kanunda sayılan sınırlı nedenlerle açılabileceğini, diğer esasa ilişkin “vasiyetten dönme” gibi ya da “vasiyet alacaklısının daha erken ölümü” gibi nedenlerin iptal davasında dinlenemeyeceğini ifade etmiştik. Burada önemli olan husus, vasiyetnamenin iptali davasının süresinde açılmasından ziyade, vasiyetnamenin açılması davasında bir aylık sürede itirazların ileri sürülerek, vasiyetnamenin iptali davasının açılacağının bildirilmesi gerekliliğidir. Aksi halde vasiyetname iptali davası açma yönünden hak kaybı oluşmasa da pratikte atanmış mirasçının tapuda işlem yapmasının yolu açılmış olacaktır.
Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 08.05.2021